Home
25 Ocak 2022 ( 1621 izlenme )
Reklamlar

Evleneli on iki yıl olmuştu. Çocuk sahibi olamamıştık.

Evleneli on iki yıl olmuştu. Çocuk sahibi olamamıştık.
Tedavi için gittiğimiz doktorların hemen hepsi aşağı yukarı aynı şeyleri söylemişlerdi. Bu gerçekleri duymak eşim için de benim için de her seferinde yıkım oluyordu:
"Çocuk sahibi olabilmeniz imkansız görünüyor"
Bu kelimelerin her tekrarlanışı umudumuzu iyice yitirmemize neden olmuştu.
Neden evlatlık edinmiyoruz? dedim eşime.
Sahipsiz onca çocuk varken...
Belki de Allah onlardan birine sahip çıkmamızı istiyor.
Ve belki de bu yüzden bir bebek sahibi olmamızı dilemiyor.
Yetimhanede bebeklerin bulunduğu bölüme girer girmez, ilk onu gördüm. Ayaklarını havaya dikmiş, elleri ile onlara ulaşmaya çalışıyordu.
Harikulade bir bebekti ve ben ondan gözlerimi alamıyordum.
Bu... bunu kendimize evlat edinelim, dedim.
Daha ilk bakışta ona karşı öylesi güçlü bir sevgi hissettim ki, sanki doğurduğum çocuğumu emanet bıraktığım bir yerden geri almak üzere gelmişim hissine kapıldım.
Ancak yetimhane yetkilileri evlat edinebilmenin biraz güç olduğunu söylemişlerdi...

Devamı için tıklayın



Ben bu bebek için sonuna kadar mücadele edeceğim, dedim eşime. O da zaten bu konuda en az benim kadar kararlıydı. O günden sonra, gerçekten de onun için çok mücadele etmek zorunda kaldık. Bir çok araştırma, soruşturmaya tabi tutulduk. Aylarca uğraştık ama sonunda onu bize verdiler. Kızımızın hayatımıza girmesi ile birlikte yuvamızın tek eksiği de artık tamamlanmıştı. O harika bir bebekti. Eşimle ben onun için çıldırıyorduk. Kızım okul çağına geldiğinde ona gerçeği anlattık. Artık kendisinin öz anne ve babası olmadığımızı biliyordu. Bu gerçeği öğrenmiş olması onda tahmin ettiğimiz şoku yaratmadı. Küçücüktü, fakat inanılmaz derecede olgun bir çocuktu. Bir gün arkadaşıyla sohbetlerine tanık oldum. Sevgili kızımın o gün arkadaşına söylediği sözler, benim hayatımda aldığım en güzel ödül oldu. "Ben evlatlığım" dedi kızım Arkadaşı şaşkın bir ifade ile sordu;"Evlatlık ne demek?" Küçük kızım şöyle yanıt verdi: "ANNENİN KARNINDA DEĞİL, YÜREĞİNDE BÜYÜMEKTİR."

Kanada'ya Taşınan Bir Adana'lının Günlüğü... Yazının gerçek olup olmadığından emin değilim...Çok komik bulduğum için paylaştım...Gülmeye ihtiyacımız var.. Sevgili Günlük.. 12 Ağustos: Göçmenlik başvurum kabul edildikten sonra Kanada'daki yeni evime taşındım. Çok heyecanlıyım. Burası çok güzel. Dağların manzarası muhteşem… Onların karlarla kaplı halini görebilmek için sabrımı zorluyorum. 14 Ekim: Kanada dünyanın en güzel yeri. Yapraklar kırmızı ve turuncunun tonlarına dönmeye başladı. Bir atla kir gezintisi yaptım ve bir kaç geyik gördüm. Çok güzeldiler. Muhtemelen yeryüzündeki en harika hayvanlar. Burası cennet olmalı. Burayı çok seviyorum 11 Kasım: Geyik avlama sezonu kısa bir süre sonra başlıyor. Böyle harika hayvanları öldürmeyi nasıl olurda isterler anlamıyorum. Umarım yakında kar yağısı başlar. Burayı seviyorum. 2 Aralık: Dün gece kar yağdı. Her yerin beyaz bir örtü ile kaplanışını seyretmek için gece kalktım. Tıpkı kartpostal gibi. Meğer yıllarca Adana'da yaşayarak kendime haksızlık etmişim. Dışarı çıktık merdivenlerdeki ve garajın önündeki karları kürekle temizledik. Kartopu oynadık (ben kazandım:)
Kar temizleme makinesi gelince, garajın önündeki karları tekrar temizlemek zorunda kaldık. Harika bir yer. Kanada’yı çok ama çok seviyorum. 12 Aralık: Dün gece biraz daha kar yağdı. Kürekle garajın önündeki karları tekrar temizledik. Burayı seviyorum. 19 Aralık: Dün gece biraz daha kar yağdı. İşe gitmek için garajdan çıkamadım. Burası çok güzel bir yer fakat kürekle kar temizlemekten yoruldum. Kar temizleme makinesine lanet olsun! Sanki beni bekliyor ve sonra yoldan geçerek karları garaj kapıma yığıyor. 22 Aralık: Bu beyaz lanet dün gece biraz daha yağdı. Kürekle kar atmaktan ellerim su topladı ve belim ağrımaya başladı. Kar temizleme makinesini ben garajın onunu kürekle temizleyene kadar yolun kösesinde gizlendiğini düşünüyorum adinin 25 Aralık: Deli olmamak içten değil dün gece yine yağdı. Eğer kar temizleme makinesini kullanan herifi bir elime geçirirsem yemin ederim geberteceğim. Yollardaki lanet buzları eritmek için neden daha fazla tuz kullanmadığını anlamıyorum. 27 Aralık: Allah'ın belası, dün gece yine kar yağdı. Kar temizleme makinesinin en son gelişinden beri 3 gündür karları kürekle atamadığım için eve hapsoldum. Hiç bir yere gidemiyorum. Hava durumunu sunan spiker bu gece 25 santim daha yağacağını söyledi. 25 cm. karın kaç kürek edeceğini sizler biliyor musunuz? 28 Aralık: Kuş beyinli spiker yanılmış, tam 83 cm. daha kar yağdı. Bu gidişle karlar yazdan önce erimez. Kar temizleme aracı kara saplandı ve hıyar oğlu hıyar sürücü benden küreğimi ödünç istedi. Karları temizlerken tam altı kürek kırdığımı ve sonuncusunu da onun kalın kafasında kırmaktan zevk duyacağımı söyledim. 4 Ocak: Nihayet evden çıkabildim. Markete gittim ve yiyecek aldım. Dönüşte lanet geyiğin biri arabamın önüne atladı. Arabamda yaklaşık 3000 dolarlık hasar var. Bu hayvanların hepsini gebertmek lazım… Lanet çirkin yaratıklar her yerde varlar. Umarım avcılar hepsinin kökünü kurutur. 3 Mayıs: Arabayı şehirde bir tamirciye götürdüm. Yollara dökülen baş belası tuzlar yüzünden arabamın kaportası çürümüş...Tamirci " Arabayı atın yenisini alın " dedi.. 10 Mayıs: Türkiye’ye kesin dönüş yaptım ve Adana'ma bir daha ayrılmamak üzere yerleştim... Başlarım Kanada'ya da, kar’a da, geyiklere de..



Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Vayy be, bir olay insanın tüm hayatını değiştiriyor... > EĞER CUNUP OLARAK UYURSANIZ EVİNİZDE ÖYLE BİRŞEY OLUYOR Kİ! BİR DAHA BU YANLIŞA D’ÜŞMEYECEKSİNİZ AYR’INTILAR ==>> RAhibe Fıkrası GECE GECE Hayat hikâyesi