''Bursa’da kalıyoruz. Sezen Aksu, MFÖ, Sibel Can ve ben varım. Herkesin kendine ait odası var. Bir gün sabah 11.00 gibi telefonum çaldı. İbrahim Tatlıses’ti arayan… Kendi kendime ‘Allah Allah sabahın bu vaktinde beni neden arıyor’ dedim. Yardımcım dedi ki ‘sizi odasına çağırıyor, gidebilir misiniz?’ sonra gitmeye karar verdim.Alt kattaydı onun odası, tam kapıyı çalacağım sırada kapı açıldı. Sibel Can çıktı içeriden o zaman oryantaldi kendisi. Ben odaya girdim. Yatağın kenarına oturdum, ‘buyurun İbrahim Bey’ dedim. ‘Ben senden çok hoşlanıyorum’ dedi ve beni yatağa doğru itti. Şaşırdım, heyecanlandım, panik oldum.''
ÇOK KORKMUŞTUM''
''Ben titremeye başladım, genç bir kadınım. Kendimi bırakabilirdim kollarına… Şöyle bir yüzünü elledim, ‘İbrahim Bey sakallarınız çıkmış!’ ‘Hemen aldırayım’ diye karşılık verdi. Hemen adamlarına söyledi, ’gidin bana tıraş bıçağı alın, tıraş olacağım.Ben de ‘İbrahim Bey ben odama çıkayım. Hemen geliyorum, ufak bir işim var.’ dedim. Odama çıkış o çıkış… Telefonlar çalıyor, yardımcıma dedim ‘açma’ ondan sonra çok üzüldüm.İbrahim Bey o gün Bursa’yı terk etti. Programa bile çıkmadı akşam Bursa’dan İzmir’e gitti diye duydum. Sanıyorum ki onuru kırıldı, sanıyorum ki birlikte olmak istedi.Reddettiğim için mi acaba?’ diye düşündüm. Ben aslında kendisini reddetmedim duygusal olarak, ama o beğendiği bir kadını elde edemeyince çekti gitti.''
''İBRAHİM TATLISES BENİ TACİZ ETMEDİ''
''Ben hiçbir zaman ‘İbrahim Tatlıses beni taciz etti’ demedim. Zaten taciz de edilmedim. İki taraf da birbirinden hoşlanabilir, erkek hoşlanabilir, ben aşık olurum kendimi tutamayabilirim…' Ben İbrahim Tatlıses’ten neden kaçtım biliyor musunuz? Ben İbrahim Bey ile birlikte olsaydım, onun önünde eğildiği, saygı duyduğu kişi de bana deli gibi aşıktı. Onlar vuruşurlardı.
Belki İbrahim’e bir şey olurdu. Korktuğum için kaçtım, tek sebep buydu. Ben kendisiyle bir türlü görüşemedim. Görüşmek istedim ama kaçtı hep. Buradan söylüyorum ben de ona aşıktım. Birlikte olamamamızın tek sebebi o kişi. İbrahim Tatlıses’i öldürebilirdi. Mecburen kaçmak zorunda kaldım.Bunu da ilk kez itiraf ediyorum. Beraber onunla film çekiyorduk, set araları onunla konuşmaktan kaçınıyordum çünkü çok heyecanlanıyordum. Platonik bir şekilde aşıktım, ama hep kaçıyordum…'' ifadelerini kullandı.
Bir Gecede Kör Olan Deniz Akbulut 25 Yıl Sonra Acı Gerçekle Yüzleşti
Yeşilçam setlerinde mavi gözleri ve güzelliğiyle fırtına gibi eserken bir gecede gözleri kör olan Deniz Akbulut, 25 yıl sonra şiddet gördüğü kocasıyla televizyon ekranında yüzleşti.
Yeşilçam'ın güzelliği ile büyüleyen oyuncuları arasında yer alan Deniz Akbulut, çok genç yaşlardayken görme yetisini kaybetti.
Bir televizyon programına katılan Deniz Akbulut, yıllar önce kendisini döverek kör ettiği söylenen eski eşiyle 25 yıl sonra canlı yayında yüzleşti.
deniz akbulut
1980'li yıllarda Yeşilçam'a damgasını vuran Deniz Akbulut görme yetisini neden kaybettiğini yıllar sonra açıkladı. Uçankuş TV'ye katılan Deniz Akbulut, 25 sene önce yaşadıklarını "Hayatın İçinden" programında anlattı.
deniz akbulut erkekçe kapak
"EŞİME HAKKIMI HELAL EDİYORUM"
Eşinden şiddet gördüğü ve gözlerini kaybettiği günü anlatan Akbulut, eski eşinin yayına katılması üzerine şaşkınlık yaşadı ve konuşmak istemediğini söyledi. Deniz Akbulut'un yayına bağlanan eşi, "Kendisine gelecekte sağlık mutluluklar diliyorum, gözlerinin görmemesi benim suçum değil, metil alkolden gözleri tahrip oldu" dedi. Eski eşinin sözleri üzerine konuşan Akbulut, "Ben hakkımı sonuna kadar helal ediyorum, ben kendisini yalanlamak istemiyorum, ben de savcıya metil alkol aldığımı söyledim" dedi.
Deniz Akbulut geçtiğimiz yıllarda İbrahim Tatlıses ile ilgili "Ben senden çok hoşlanıyorum' dedi ve beni yatağa doğru itti. Şaşırdım, heyecanlandım, panik oldum." 'Senden çok hoşlanıyorum' dedi. Ben titremeye başladım, genç bir kadınım. Kendimi bırakabilirdim kollarına…" demişti.
DENİZ AKBULUT KİMDİR?
1965 yılında İstanbul'da varlıklı bir ailenin kızı olarak dünyaya gelen Deniz Akbulut, bir süre Londra'da genç kızlara görgü eğitimi veren bir okula devam etti. Daha sonra Türkiye'ye dönerek Nejat Uygur Tiyatrosu'nda oyunculuğa başladı. 1976 yılında Yirmidört Saat adlı filmle sinemaya adım attı. "Kaderi Zorlama" filminin de aralarında bulunduğu 50'ye yakın filmde oynadı. 1991 yılında bir gün film setindeyken aniden görme yetisini yitirdi.
Kimi tansiyon dedi sebebi için kimi kullandığı bir ilacın buna yol açtığını söyledi. Deniz Akbulut, üstelik sadece 31 yaşındayken gözlerini kaybedip sonsuz bir "beyazlığa" gömüldü. Bir süre kariyerine de ara vermek zorunda kaldı. Gözlerinin açılması için ameliyat olması gerekiyordu ama yeterli maddi imkanları olmadığı için ameliyat olamadı. Akbulut, Çöpten Kalpler, Deniz Sınır gibi yapımlarda rol aldı.