Yeşilçam'ın duayenlerinden Türker İnanoğlu, Bülent Ersoy ile ilgili yaptığı itirafla gündemi salladı. İnanoğlu, verdiği röportajda büyük sırrı ortaya çıkardı. Detaylar galerimizde.
Yeşilçam’ın duayenlerinden yapımcı Türker İnanoğlu verdiği demeçle gündem oldu. İnanoğlu yıllar önce Bülent Ersoy'un ameliyatla kadınlıktan erkekliğe geçiş sürecinde yaşadığı sırrını ortaya çıkardı. “Bülent kadın olmasaydı bugün daha tepede olurdu” diyen İnanoğlu Bülent Ersoy’u nasıl keşfedildiğini ve Bülent Ersoy’un cinsiyet değiştirmek için İngiltereye gittiği süreçte yaşadıklarını anlattı. İşte İnanoğlu’nun hiç bilinmeyenleri anlattığı çarpıcı röportajı.
BÜLENT ERSOY BESMELESİZ KONUŞMAZMIŞ
Fahrettin Aslan geldi bir gün. Dedi ki; “Bir çocuk buldum. Müthiş bir şey! Onu ben Gönül Akkor’un altında çıkaracaktım. Ama Gönül kapris yaptı. Ben bunu assolist yapacağım, sen de bununla bir film yap!” O dönemde televizyon yok. Bülent’in oralarda da (Anadolu’da) tanınmasını istiyordu. Bu da ancak bir filmde başrol oynayarak olacaktı. “Bakarım” dedim. Birkaç gün sonra elinde bir buket çiçekle Bülent Ersoy geldi. Gelir gelmez elimi öptü. Gayet terbiyeli, mazbut… Sürekli Bismillahirrahmanirrahim diyen bir adam.
Türker İnanoğlu verdiği demeçte yıllar önce Bülent Ersoy'un ameliyatla kadınlıktan erkekliğe geçiş sürecinde yaşadığı sırrını ortaya çıkardı.
Türker İnanoğlu, "Galaya beni davet etti. Birkaç arkadaşımı alıp gittik Maksim’e… Müthiş bir ses, yakışıklı, incecik bir delikanlı. Çok hoşuma gitti… Seyirci de çok sevdi. Büyük bir yıldız olacağına kani geldim ve Sıralardaki Heyecan diye bir film projem vardı. Bülent Ersoy ve Gülşen Bubikoğlu’nun başrolünü oynadığı filmi çektim. Çok büyük iş yaptı film. Ölmeyen Şarkı, Şöhretin Sonu, İşte Bizim Hikayemiz adlı dört film daha yaptım. Yıllar sonra da kadın olduktan sonra Biz Ayrılamayız ve İstiyorum’u çektim Bülent’le. Hepsi de büyük iş yaptı ve o filmler Bülent’i bütün Türkiye’ye tanıttı" diye konuştu.
Sözlerine şu şekilde devam etti, "Bu kadınlık hormonlarından dolayı şişmanladı. Fiziğiyle iyi bir tesiri olmadı. Ayrıca ülkemizde Emel Sayın, Behiye Aksoy, Gönül Akkor, Muazzez Abacı, Seçil Heper gibi çok star kadın sanatçı vardı, ama erkek sanatçıda bir boşluk vardı..." Bülent’in erkek oyuncu olarak yaptığı filmler çok beğenildi ve sükse yaptı. Çok da esprili bir delikanlıydı! Bu sete de yansırdı…"
"Gülşen’le Bülent’in bir aşk sahnesi çekimi yapılıyor. Bülent’in yakın planı çekilirken Gülşen’e değil sürekli sağ tarafa bir yere bakıyor. Yönetmen Orhan Aksoy; “Gülşen’in gözüne bak, gözüne!..” diyor ha bire. Samim diye bir asistan vardı. Yakışıklı çocuktu. Gülşen’in arkasında sağ tarafta duruyordu. Bülent asistandan gözünü alamıyor! Orhan Aksoy’un içine sinmiyor, sahne tekrarlanıp duruyor. En sonunda yönetmen bağırdı: “Gülşen’in gözünün içine bakacaksın” diye! Bülent bir parlıyor: “Niye bakacakmışım!.. Sapık mıyım ben (!),Biliyorum bakacak yeri ama o oralı değil” diyor. Bu espri seti kırdı geçirdi."
Yaşanan olayları anlatıp nostalji yapan İnanoğlu şu şekilde devam ediyor, "Aradan zaman geçti… Bülent kadın olmak için İngiltere’de bir hastane ile anlaşıyor. Fahrettin Aslan’dan biraz para alıp gidiyor. Paranın tamamını alamıyor. Çünkü o zaman öyle çok parayla yurtdışına çıkmak, bankadan havale yapmak filan yok, yasak! Fahrettin Aslan paranın kalanını arkadan yollayacak. Yatıyor hastaneye, ameliyatını oluyor. O sırada İstanbul’da Bülent’in annesi elinde Kuranı Kerim, Fahrettin Aslan’a geliyor! “Kuran’a el basacaksın. O parayı vermeyeceksin Bülent’e! Ameliyat olmasın” diyor. Fahrettin Aslan; “Söz verdim ama” filan dese de, annesi asla kabul etmiyor. Çaresiz kalıyor, “Peki” diyor."
Bülent hastanede. Hiçbir şeyden haberi yok. Paranın devamı gelmiyor. Arıyor, ama Fahrettin Aslan çıkmıyor telefonlarına. Deliriyor! Hastanede rehin kalıyor. Bülent bir gece yarısı evden beni aradı. Benim hiçbir şeyden haberim yok tabii. Dedi ki; “Fahrettin Aslan bana büyük kötülük yaptı! Parayı göndereceğim dedi, göndermedi. Para gelmezse hastaneden çıkamayacağım rehin kaldım. Bu parayı sen gönderebilir misin?..” Gülşen (Bubikoğlu) çok üzüldü, “Yazıktır, bir şeyler yap” dedi."
Türker İnanoğlu sözlerini şu şekilde bitirdi, "Nasıl göndereyim, bu parayı çıkarma imkanı yok, elden götüreceğiz. Londra’da Moiz adında bir dostum var, onu aradım. Dedi ki; “Sen gel al parayı. Ben aracıya para vermem!” Gülşen, Nevzat abla, ben kalktık gittik Londra’ya. Nevzat abla dediğim; Nevzat Okçugil… Çok yakınımdı benim. Parayı verdim, ameliyatını oldu."