Çok üzüldüm ya! >>

Acıların Kadını Bergen kimdir? Katili kim, mezarı neden kafes içinde?

‘Acıların Kadını’ olarak bilinen ve 30 yaşında öldürülen ünlü şarkıcı Bergen, kadın cinayetinin Türkiye'deki ilk örneklerindendir. Hayat hikayesinin anlatıldığı filmle tekrar gündeme gelen Bergen'in, doktoru ünlü sanatçının o zor günlerini anlattı.Peki, Bergen’in katili kim? Bergen’in mezarı neden kafes içinde? Bergen kaç yaşında öldü?

Aşık olduğu adam tarafından henüz 30 yaşında iken öldürülen Bergen’in hayatı film oldu. Acıların Kadını Bergen’i ünlü oyuncu Farah Zeynep Abdullah oynadı. Geçtiğimiz günlerde Bergen’in katili ‘Bu filmi çekmek için kimden izin aldılar? Benim iznim olmadan kimse bu filmi çekemez” sözleriyle gündeme geldi. Şimdi ise ünlü sanatçının tedavisini yapan doktoru, o zorlu süreç hakkında itiraflarda bulundu. İşte detaylar...

Bergen'in gençlik yılları

Asıl adı Belgin Sarılmışer olan Bergen Türk,15 Temmuz 1959’da tarihinde Mersin’de dünyaya geldi. 7 yaşında iken annesi ve babası ayrıldı. Bergen, annesiyle birlikte Ankara’da yaşamaya başladı. Yenimahalle Yunus Emre İlkokulunu bitirdi ve ilkokulu bitirir bitirmez konservatuara girdi. Ankara Devlet Konservatuarı Piyano bölümünü birincilikle kazandı. Fakat Bergen, maddi sıkıntılar yaşıyordu bu yüzden okulu bıraktı. Memur olmak için yaşını büyüttü ve 1976 yılında PTT’de memur olarak çalıştı. Bu dönemde yaşadığı bir aşk hadisesi yüzünden işini bırakmak zorunda kaldı. Bergen’in ilk aşkı Yalçın’dı. Yalçın, taksi şoförüydü. Fakat ilk aşk acısını Yalçın ile yaşadı. Yalçın başka biri ile evleneceğini söyleyerek ayrıldı Bergen’den.

Bergen nasıl ünlendi?
1977’de arkadaşlarıyla eğlenmek için gittiği Feyman Gece Kulübü’nde sahne aldı. Daha sonra bu gece kulübünden sahneye çıkması için teklif geldi. En büyük hayali şarkıcı olmak olan genç kadın bu teklifi hemen kabul etti. Bergen, Feyman Gece Kulübü’nde Grup Lokomotif orkestrası ile sahne almaya başladı. Genç şarkıcıya bir sahne adı gerekiyordu. Kendi adı Belgin’i kullanmak istemedi. Bir gün gazetede Norveç’in ‘Bergen’ şehrini anlatan bir haber gördü. İsmi çok seven genç kadın böylece Bergen adını kullanmaya başladı. Ankara’dan sonra Adana’ya gitti iş için. Pavyonda sahne alırken onu sürekli ziyarete gelen, çiçekler alan ve notlar yazan bir adam vardı; Halis Serbest. Bergen ilk başta yüz vermedi adama, alınan çiçekleri çöpe attı. Fakat Halis Serbest, Bergen’i izlemeye gelmekten vazgeçmedi. Bergen, çalıştı taksitle kendine bir araba aldı. Ama arabayı daha kullanamadan, çıkan bir yangınla araba kül oldu. Bergen çok üzüldü. Halis Serbest yanında onu teselli etti; “Üzülme, ben sana yenisini alırım” dedi. O gün aşık oldu Halis Serbest’e. Oysaki arabayı yakan da Halis Serbest’ti. Genç kadını kandırmak ve yanına çekmek için yapmıştı. Bu oyunu Bergen de öğrendi ama artık çok geçti, aşık olmuştu.

Bergen'in en büyük aşkı: Halis serbest
Bergen, Halis Serbest’e aşık oldu. Çift bir yıl sonra evlendiler. Fakat güzel hikaye kısa sürdü. Halis Serbest, Bergen’e şiddet göstermeye başladı. Şiddete dayanamayan Bergen, birçok kez eşinden kaçtı. Halis Serbest bazen hiç eve gelmiyordu. Bergen, Halis’in zaten evli olduğunu ve 3 çocuğu olduğunu öğrendi. Her şey sahteydi; evlilik cüzdanları, nikâh memuru…Bergen annesinin yanına Ankara’ya döndü. Ankara’da bir gazinoda sahne almaya başladı. O dönemde annesinin evinde büyük bir yangın çıktı. Bergen, her şeyini kaybetti. Halis yine yanındaydı. Yine yangını onun çıkarmış olabileceğini düşünse de, Halis’e inanmayı seçti. Halis Serbest, Bergen için eşinden boşandı ve bu kez gerçekten evlenebilirlerdi. Fakat evlenmek için Halis’in bir şartı vardı; Bergen’in sahneye çıkmasını istemiyordu. Bergen Halis'e o kadar aşıktı ki, bunu kabul etti. Çift 9 Ocak 1982’de bu kez gerçekten evlendi. Bergen sahne almayı bıraktı ama Halis eski hayatına döndü, bazı akşamlar hiç eve gelmiyordu. Üstelik Bergen’e şiddet uyguluyordu. Bergen, bu şiddete artık dayanamıyordu ve sahneye çıkmak istiyordu. Bazı günler sahneye kaçmaya başladı. Halis de onun peşinden gelip onu buluyordu. Halis onu sahnede görünce deliriyor ama Bergen yine de kaçıp sahneye çıkıyordu. İlişkileri sürekli Bergen’in kaçıp sahneye çıkması ve Halis’in onu bulup sahneden indirmesi ile geçmeye başladı. İşte detaylar...

Doktoru yıllar sonra itiraf etti
Hikayesi ile herkesin dikkatini çeken ve yaptığı şarkılarla gönüllerde taht kuran acıların kadını Bergen’in, yaşadığı o korkunç döneme dair doktoru, çarpıcı açıklamalarda bulundu. İşte Prof. Dr. Onur Erol’un, itirafları….

ir gün Halis Serbest, Bergen’e ‘Üç gün sonra gazeteler senden bahsedecek’ dedi. Öyle de oldu; bütün gazeteler Bergen’den bahsetti. Halis, kiralık bir katil tuttu. Katil, Bergen sahnedeyken elinde kezzap dolu bir kovayı Bergen’e doğru savurdu. Bergen’in bütün bedeni acıyla yandı, iki gözü de görmüyordu. Kezzap, bütün vücudunu yaktı. Bu olayın sorumlusu Halis Serbest yine oradaydı. Bergen, 45 gün hastanede yattı, yüzünün eski haline dönmesi için bir sürü estetik ameliyat geçirdi. Sol gözü görme yetisini geri kazandı fakat sağ gözünü kaybetmişti. Halis Serbest bu suç sebebi ile 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu olay Bergen için bir şöhretin başlangıcı oldu. Hastanedeyken rüyasında hayran olduğu Müslüm Gürses ile şarkı söylediğini görmüştü. Bu rüya ve çok daha fazlası gerçek oldu.

Kendine yeni bir imaj yarattı, saçıyla sağ gözünü kapatarak bazen de bantlar takarak sahne almaya devam etti Bergen. O sırada Halis Serbest ise hapisteydi. Bergen müzik dünyasında ün kazanmaya devam etti. ‘Acıların Kadını’ albümünü çıkardı.1986’da çıkan bu albüm çok sattı. Üstüne kendi hayat hikayesinin anlatıldığı bir sinema filminde rol aldı. Ama Bergen, Halis Serbest’ten vazgeçemedi. Onu hapishanede ziyarete etmeye, ona para götürmeye başladı. Halis hapisten çıktı ve Bergen tekrar sahneye veda etti. Oysaki ünü ülkeyi aşmıştı. İbrahim Tatlıses, Bülent Ersoy gibi büyük sanatçılarla aynı sahneye çıkıyordu. Altın Plak, Altın Kaset ödülleri kazanmış artık arabeskin yeni yüzü haline gelmişti ama o şöhret yerine aşkı seçti. Fakat hayal ettiği gibi olmadı, Halis’in şiddeti devam etti.

Daha fazla şiddete dayanamayan Bergen bu kez Halis’ten gerçekten boşandı ve ‘artık mutlulukların kadınıyım’ diye röportaj verdi. Tekrar sahneye çıkmaya başladı. Fakat Halis, peşini bırakmadı. 14 Ağustos 1989’da Kayseri’de bir araba kesti yolunu, içinden Halis Serbest indi. Konuşmak için Adana, Tarsus’ta bir dinlenme tesisine gittiler. Bergen’in annesi de yanlarındaydı. Çok şiddetli bir tartışma içinde buldular kendilerini. Halis Serbest, o gün o dinlenme tesisinde 6 kurşunla Bergen’in canını aldı. Henüz 30 yaşındaki genç kadın hayatını, sevdiği adam yüzünden kaybetti. Halis Serbest, aynı zamanda Bergen'in annesini de yaraladı. Kadın, ağır yaralandı. Hastanede tedavi gördükten sonra sağlığına kavuştu.

Halis Serbest, Bergen’i öldürmeden önce “Seni mezarında bile rahat bırakmayacağım” dedi. Bu sebeple Bergen’in annesi kızının mezarının çevresine kocaman demirden bir kafes yaptırdı. Çünkü Halis Serbest’in kızının mezarını tahrip edeceğinden korktu. Anne, kızının en azından mezarında rahat etmesini istedi. Bergen’in cenazesine hiçbir ünlü isim katılmadı. Tarsus’ta sadece aile yakınlarının katıldığı bir merasimle defnedildi genç kadın. Bergen’in öldüğü gün, daha önceden ablasına hediye ettiği bitki ilk defa çiçek açtı. Belki de bu hayatta gün yüzü göremeyen Bergen, artık huzura kavuşmuştu.

Beyaz TV'de Söylemezsem Olmaz isimli magazin programına bağlanarak Bergen'in tedavisini nasıl üstlendiği anlatan Prof. Dr. Onur Erol, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Erol; ''Böyle şeylerin tedavisi çok zordur. 40 sene geçti üzerinden. Tedavisini ben üstlendim, iyiliğimi yaptım ve unuttum. Çok kötü bir durumdaydı. Benden yardım istedi, o zamanki şartlarda ben de elimden geleni yaptım. Bergen gelecekten hâlâ ümidini kesmemişti. Gözünün içine kadar yanıktı. Kabarmaları yüzünden vücudunu zımparaladım. Eksik olan deriler vücudunun başka yerinden alınan derilerle kaplandı. Tedavisine bel bağlayan bir hastaydı, şımarık olmayan bir kadındı. Hayata bağlılığını sanata bağlılığını büyük bir dirayetle yerine getirdi, Bergen de bu vardı'' açıklamalarında bulundu.

Tedavi sürecini ince detaylarına kadar anlatan Onur Erol, gözünü kaybeden Bergen'in nasıl bir süreçten geçtiğinin altını çizdi.
Erol; ''Bergen yüzünün yanık yerlerini makyajla kapatıp, sahnelere çıktı ve tekrar sanatını icra etti. Bu çok önemli bir şeydir. Tedavi durmadan iki yıl boyunca sürdü. Kezzap yanığı en kötü yanıktır. Göz yuvası yaptım. Protez göz konulması için ama vakti olmadı'' dedi.

Halis Serbest Almanya’da yakalandı. Serbest'in, 12 Mart 1992 yılında çıkarıldığı mahkemede 15 yıl hapsi istendi. Fakat Almanya’da mahkûmiyet süresi gibi hafifletici sebeplerle cezası 7 aya indirildi. Halis Serbest, 7 ay bir mahkûmiyet ile serbest bırakıldı. Cezasının bitimi, cezaevi önünde kurban kesilerek kutlandı. Adana’da yaşayan Halis Serbes serbest meslekle uğraştı ve ikinci eşinden olan dört çocuğu ile beraber yaşadı. Serbest, 2018 yılında 4 çocuğa ‘cinsel istismarda’ bulunma suçundan cezaevine girdi. Serbest, para ve motosiklet karşılığında çocuklara istismarda bulundu. Bu suç sebebi ile hüküm giydi.

Sosyal medya hesabından paylaşım yapan gazeteci Candaş Tolga Işık, "8 mart öncesi size bir Türkiye gerçeği anlatayım: Bergen'i öldüren Halis Serbest'in yaşadığı Kozan'da belediye sineması bugün aniden Bergen filmini yayınlamaktan vazgeçti! Filmin İstanbul'daki galasına çevik kuvvet geldi. Ölüm tehditleri alan yapımcıları ise korumalarla yaşıyor" dedi. Konuyla ilgili görüşmeler yaptığını ileten Işık, "Az önce Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan'ı aradım ve "1 ay önce rezervasyonu yapılan film neden gösterime girdiği gün bir anda vizyondan kaldırıldı?" diye sordum. 'Öyle uygun görüldü' dedi. Sayın Başkan, tüm ısrarlarıma rağmen başka bir yanıt vermedi" şeklinde durumu açıkladı.

Reklamlar

Çok üzüldüm ya! >>

Bunları da İzleyebilirsiniz