Kilisede düğünün başlamasına çok az zaman var.. damat rahibin yanına yaklaşıp fısıldıyor.. “Bakın.. size vereceğim 100 dolar karşılığında evlilik yeminimizde bir takım değişiklikler yapmanızı istiyorum.. Hani şu bana soracağınız sonsuza dek seveceğinize, koruyacağınıza, sadık kalacağınıza yemin ediyor musunuz?” kısmı var ya, onu metinden çıkarmanızı istiyorum… “
Rahip gülümseyerek başını sallıyor ve damat rahibin avucuna 100 dolar sıkıştırıp içeri dönüyor…Ve düğün başlıyor… herkes yerini alıyor, gelin ve damat rahibin önünde buluşuyor ve yeminler okunmaya başlanıyor. Sıra damadın yeminine gelince damadın gözleri hain hain parlıyor.. ve rahip damata soruyor:
“……. eşinizin daima bir adım gerisinden yürüyeceğinize, her emrini ve dileğini yerine getireceğinize, her sabah kahvaltısını hazırlayıp ayağına kadar götüreceğinize, ve ikiniz de yaşadığınız sürece başka kadınlara yan gözle bile bakmayacağınıza yemin ediyor musunuz…?”
Tabi damat bu beklenmedik iş karşısında gözleri faltaşı gibi açılıyor.. sağa sola bakıyor.. bi yutkunuyor.. ve kısık bir sesle: “E..eee..evet efendim”… Ve tören sona erdikten sonra damat hışımla rahibin karşısına dikiliyor: “ Bir anlaşma yaptığımızı sanıyordum!!!!” Rahip gülümseyerek cevaplıyor:
“Eşiniz daha iyi para verdi….
Adam “Karımı aldattım, günah çıkartmak istiyorum” diye kilisenin kapısına dayanmış, kapıyı aralayan papaz
“Anlat yavrum Tanrı bağışlayıcıdır” diyerek almış içeri.
“Geçtiğimiz ay bir arkadaşımın evine gittim, hava yağmurluydu, gece eve dönemeyince orada kaldım, arkadaşımın kız kardeşiyle beraber oldum” demiş adam.
“Evladım dua et Tanrı affedecektir” diye cevap vermiş Papaz. Adam “Bir günahım daha var efendim” deyince
“Anlat yavrum, Tanrı hoşgörülüdür” demiş yine papaz.
“Geçen hafta baldızımı ziyaret ettim, hava birden yağmaya başladı, gece mecburen orada kaldım, ve maalesef şeytana uydum efendim..” Papaz yine “Üzülme oğlum, sen duanı et..” Adam bir daha söze girmiş; “Dün gece de sekreterimin evine gittim, bir yağmur, bir yağmur, bir yere kımıldayamadık tabii, mecburen onunla beraber olduk..” Papaz ana kapıyı açıp gökyüzüne bakmış, simsiyah bulutları görünce “Hadi hemen yaylan bakalım buradan hadi… Hadi” demiş sinirlenerek “Hava patlamak üzere, hemen toz ol kafana bir şey indirmeyeyim.. Sapık..!”
Görevli Melek, cennetin altın kaplı kapısının önüne gelen kılıksız adamdan şüphelenip “Burada bekle biraz” diyerek Tanrının yanına koşmuş ve durumu anlatmış. “Yahu sana kaç kere söyleyeceğim?” demiş Tanrı, “Yapmakta olduğun vazifen ‘ön fikirli’ olmamanı gerektiriyor.. Sana ne yahu?.. Burası Cennet.. İnsanlar eşit burada, herkes kardeş.. Gelmiş işte.. Git o adamı al içeri.” Görevli Melek kapıya koşmuş, etrafa bakınıp adamı bulamamış ve geri dönmüş Tanrının yanına ve “Yok efendim” demiş üzgün bir şekilde. “Ne?” demiş Tanrı, “O hırpani kılıklı, suratsız dediğin adam mı?” Melek, “Hayır efendim “ demiş “Som altından giriş kapımız var ya, o yok işte.. Sökmüş götürmüş herif..!”