Home
08 Ocak 2021 ( 2433 izlenme )
Reklamlar

EŞİN YOK NASIL HAMİLE KALDIN.. >>>

Hakimden FETÖ’cü kadına: 2 yıldır eşin yok, sen nasıl hamile kaldın? Verdiği cevap şok Etti. Haberin devamı için görseli tıklayın!! Tutuksuz yargılanabilmek için hamile kaldığı iddia edilen FETÖ sanığı kadının ilk duruşmadan bir hafta önce adliyeye gelerek sanık yakını gibi FETÖ duruşmalarına girip kendi duruşmasından önce bilgi topladığı ortaya çıktı. Rümeysa T. duruşmada hamile olduğunu itiraf ederek tutuksuz yargılanmak istedi.


 
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında yapılan incelemelerde örgüt ile bağlantılı oldukları tespit edilen ve haklarında dava açılan karı koca Metin T. ile Rümeysa T. duruşmasında ilginç bir detay yaşandı.


 
Kocası Metin T. 2 yıla yakın bir süredir firari olan Rümeysa T. duruşmaya hamile olarak katıldı. Bebeğin kimden olduğunu soran mahkeme başkanına ise ‘Bebeğim kocam Metin’den, bir gece ansızın geldi’ cevabını verdi. Duruşmanın ardından koca Metin T. Bursa polisi tarafından yakalanırken Rümeysa T. ise kayıplara karıştı.

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) yönelik başlatılan soruşturmalar kapsamında Metin T, eşi Rümeysa T. ve kız kardeşi Gülnur T.’nin örgüt ile bağlantılı oldukları tespit edilerek haklarında Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Silahlı terör örgütüne üye olma, anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, Türkiye Cumhuriyeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme’ suçlarından dava açıldı. Hakkındaki soruşturmayı öğrenen Metin T. yaklaşık 2 sene boyunca yakalanmamak için ortadan kayboldu. Bu esnada konuyla ilgili davalar görülmeye başlandı ve Rümeysa T. ile Gülnur T. duruşmalara katıldı.

‘2 YILDIR FİRARİYKEN SEN NASIL HAMİLE KALABİLİYORSUN?’

Rümeysa T. hakim karşısına çıkmadan önce yaklaşık 1 hafta boyunca her gün Bursa Adliyesi’ne gelerek 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen FETÖ davalarına sanık yakını gibi katılarak, davaların nasıl ilerlediği ile ilgili fikir sahibi oldu. Bir haftalık alıştırmanın sonrasında kendi duruşması için adliyeye gelen Rümeysa T. duruşmada hamile olduğunu söyledi. Sanığın bu itirafı üzerine mahkeme başkanı ‘Eşin 2 yıldır firariyken sen nasıl hamile kalabiliyorsun, eşinle görüşüyor musun’ diye sordu. Rümeysa T. başkanın bu sorusuna ‘Bebeğin babası eşim, bir gece ansızın geldi’ diye cevap verdi.


 
Rümeysa T. ilk duruşmanın ardından hamile olduğu gerekçesi ile tutuksuz yargılanmaya devam ederken eşi Bursa İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından FETÖ/PDY’ye yönelik yapılan baskında yakalanarak tutuklandı. Konuyla ilgili görülen davanın son duruşmasında 2 yılın ardından yakalanan Metin T. tutuklu olarak hazır bulunurken Rümeysa T’nin duruşmaya katılmadığı görüldü.

(İHA)

******************************

YENİ EVLİ GELİN ÖYKÜ

Evlendiği günden beri eşine müsaade etmiyordu ailesiyle uzun süre görüşmesi için. Ayrı şehirlerde yaşadıkları için yılda bir defa birkaç günlüğüne müsaadesi vardı sadece. Evlendiği günden beri eşine müsaade etmiyordu ailesiyle uzun süre görüşmesi için. Ayrı şehirlerde yaşadıkları için yılda bir defa birkaç günlüğüne müsaadesi vardı sadece.


 
Evlendiği günden beri eşine müsaade etmiyordu ailesiyle uzun süre görüşmesi için. Ayrı şehirlerde yaşadıkları için yılda bir defa birkaç günlüğüne müsaadesi vardı sadece. Bu sorun dışında her şey çok güzeldi, güzel bir evleri ve arabaları vardı. Adam çok çalıştığı ve eve geç geldiği için ev hanımı olan eşi vaktini evde yalnız başına düşünerek veya bir şeyler okuyarak geçiriyordu.


 
O gece yine aynı konu gündeme gelmişti; ”Annemlere gidebilir miyim?” dedi kadın.’ ‘Altı ay oldu görmeyeli. Çok özledim onları.” ”Hayır.” ”Lütfen, söz veriyorum çok fazla kalmayacağım.” ”Hayır dedim.” ”Bir açıklama yap lütfen neden müsaade etmiyorsun.” ”Biliyorsun ki ailenin oturduğu ev ve maddi imkânları çok kısıtlı, senin sıkıntı çekmeni istemiyorum.”

”Mutluluğun bir fiyatı mı var?” ‘Hayır dedim. Annenle baban memnunlar hallerinden. Sende benimle mutlu olmaya çalışsan iyi edersin artık!” ”Ben seninle mutluyum, sadece…” ”Yeter artık uzatma!” ”Evde çok sıkılıyorum. Senin bitmek bilmeyen toplantıların ve dünya kaygıların… Bense evde tek başıma… Çocuğumuzun olmayışı hepten yıkıyor beni. Sen aklını bir şeylerle meşgul ederken ben evde olmayan çocuğumuzla yaşıyorum.” ”…”Küçük münakaşa’nın ardından uyumuşlardı. Ertesi akşam adam elinde büyükçe bir kutuyla geldi işten. Eşinin meraklı bakışları içinde kutuyu açtı. Kocaman bir akvaryumdu bu. İçinde biraz su ve 4 balık. Kadının gözleri sevinçle parladı, eşinin yanağına kırgın bir öpücük kondurdu.

Akvaryumun yanında verilen süslerle akvaryum güzelce süslendi. Yeterince su dolduruldu ve salonun en güzel yerinde büyükçe bir yer verildi 4 yeni misafire. Artık eşi evde olmadığı zamanlarda balıklarla ilgileniyor, sularını değiştiriyor, onlarla konuşuyor hatta birlikte müzik dinliyorlardı. Kadın dört balığını da çok seviyordu fakat bir tanesi vardı ki onun yeri bambaşkaydı.

Bembeyaz ve en az gövdesi kadar büyük kuyruğuyla tıpkı gelinlik bir kız gibiydi. O gece eşi geldiğinde ondan küçük bir akvaryum almasını istedi. Adam eşinin mutluluğundan o kadar memnundu ki neden diye bile sormak istemedi. Ertesi gün adam elinde diğer akvaryumdan daha küçük bir akvaryumla geldi. Kadın diğer balıkları bu akvaryuma koydu. En çok sevdiği lepistes balığı artık koca akvaryumunun içinde, süs ağacı süs taşları ve ışıklandırmasıyla özgürce yüzüyordu. Diğer balıklara bir isim koymamıştı ama en sevdiği balığına ‘gelin’ ismini vermişti. Zaman zaman eline alır, bir öpücük zamanı kadar suyundan çıkarır sonra tekrar suyuna bırakırdı yavaşça. Aradan bir hafta geçmişti.


 
Her zaman ki gibi orta boy akvaryumdaki balıkların yemini verdi önce. Geliniyle daha uzun ilgilenmek için ona yemini diğerlerinden birkaç saniye geç verirdi hep. Ama bu gecikmeyi ona güzel şarkılar söyleyerek telafi ederdi. Günler böylece geçerken kadın ailesinin özlemini bir nebze bastırır olmuştu balıklarıyla, özelliklede geliniyle. Düğün alayının yanından süzülür gibi yüzerken onu izlemek nasıl bir mutluluk sebebiydi. Her sabah eşine kahvaltıda bunu anlatıyordu. Bir gün kadın evinin temizliğini bitirmiş ve balıklarının yanına gelmişti. Önce 3 balığına yemlerini verdi ufalayarak daha sonra gelinin akvaryumuna yaklaştı.

Fakat gelin suyun altlarına doğru inmiş, verdiği yeme hiçbir etki göstermeden ağır aksak yüzüyordu, sevdiğiyle evlenememiş bir kız gibi. Kadın endişeyle suyunu değiştirdi balığının, eline aldı öptü usulca, güzel sözler söyledi. Hatta dua etti. Fakat küçük gelin halsizce duruyor yavaşça ağzını açıp kapatıyordu. Diğer balıklarına baktı kadın, ilk gün ki gibi neşeyle koşuyorlardı yemlerine. Günler böyle geçerken kadının tek üzüntüsü geliniydi artık.


 
Neden dedi kendi kendine. En güzel akvaryum en çok ilgi onaydı. Aradan 3 gün geçmişti. O sabah uyandığında hemen balıklarının yanına koştu kadın. Gelini yan bir şekilde kıpırtısız duruyordu suda. Akvaryumu salladı ama gelinin kuyruğu hafifçe dalgalandı sadece. Akvaryumun içine soktu elini. Gelini avucunun ortasında hareketsiz duruyordu. Kuyruğunu öptü gözyaşlarını silerken…

Adam akşam eve geldiğinde eşini gözleri şişmiş halde koltuğa çaresizce oturmuş vaziyette buldu, yanı başında gelini. Bir önceki gece kocasının getirdiği gülün yapraklarından yatak yapmış gelinini üzerine yatırmıştı. Adam eşine yaklaştı. Önce eşinin kirpiklerindeki ıslaklığı öptü daha sonra birkaç adım attı ve akvaryumların yanına geldi. Önce o büyük o güzel ve artık o boş akvaryuma baktı. Sonra daha küçük akvaryumun içinde neşeyle yüzen diğer üç balığa. Kadın ayağa kalktı büyük akvaryumu bin bir güçlükle kapının önüne bıraktı. Eşi çaresizce izliyordu sadece. Daha sonra üç mutlu balığın akvaryumundaki bütün süsleri çıkarıp attı.


 
”Balıklar süsten anlamıyor” dedi kendi kendine. Kadın hırsla karışık bir kırgınlık içinde bitirdi akvaryumlarla olan işini. Ağır adımlarla kocasının yanına yaklaştı. Kocasına baktı, sevgili ve küskün gözlerle. Artık biliyordu kocasının onu ne çok sevdiğini. Adam eşinin ellerini ellerinin arasına alırken titrek dudaklarıyla fısıldadı eşinin kulağına; ”Hadi hazırlan annenlere gidiyoruz. Evdeki fazla ve pahalı eşyaları da al yanına.””Annemlere mi götüreceğiz?” ”HAYIR. GİDERKEN ÇÖPE ATACAĞIZ…”



Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Utanma da kalmamış! >> Hadsizler, insan şu sözleri söylemeye utanır be! >> Annesi 7 Aydır Kayıp Olan Kızının Banyosunda Bir Kamera Buldu. Olanlar Çok Korkunçtu İȘE YARIYOR