Home
02 Kasım 2020 ( 10021 izlenme )
Reklamlar

Evlilerin Yaşadığı Olay Resmen Bir İbretlik Bir Olay!


Evlilerin Yaşadığı Olay Resmen Bir İbretlik Bir Olay!

>>>>

Eşim ben uyuduktan sonra yataktan kalkıyordu, ne yaptığını çok merak ediyordum Konuşmaları dinledi, duyduğuna göre bir erkekle konuşuyor ve kendini aldatıyordu. Bu düşünce beyninde dolaşmaya başladı. Daha fazla dayanamazdı eşine boşanma davası açmaya karar verdi.
İşte yazılı olayın tüm detayları, U.Ç isimli kadın, gece eşi uyuduktan sonra kalkıyor ve sesli olarak konuşuyor.
Kocası eşinin bu fark ediyor ve onu gece uyurmuş gibi yapıp, onunle ve ne konuştuğunu anlamaya çalışıyor eşim beni hiç umursamıyor.

Akşama kadar onun yolunu 4 gözle bekliyorum, ama geldiğinde yorgunum, canım sıkkın diyerek, nasılsın sorularıma bile ters cevap veriyor. Bugün az kazandım, bugün şu firma ile sıkıntı yaşadım, istediğim kadar fazla para kazanamıyorum birde şimdi senin dırdırınımı dinleyeceğim diyor.
Halbuki ben dırdır değil, onunla sohbet etmek istiyorum. Ben zayıfım, ilgi beklerim, hadi ilgi göstermesin ama bana hep kötü sözler söylüyor, işte yaşadığı sıkıntıların acısını hep benden çıkarıyor. Sen ise o kadar şefkatli ve iyisin ki, ben huzur buluyorum, rahatlıyorum. O yüzden artık gecenin bu saatini özlemle çeker oldum’’ gibi konuşmalarına şahit oluyor. Kocası karısının konuşmalarını asla yüzüne vurmuyor.
Bu konuşmalarını duydukça eşine daha sert davranmaya başlıyor. Artık evde ne huzur ne düzen kalmıştır. Koca artık bu konuşmalardan aldatıldığına kesin kanaat getiriyor ve eşine bunun hesabını sadece mahkemede sormaya karar veriyor ve boşanma davası açıyor. U.Ç. boşanma kağıdını görünce bir şok daha yaşıyor. Mahkeme günü geliyor ve hakim kadına soruyor.
‘’Eşini aldatıyormuşsun. Başkalarıyla gece yarıları saatlerce konuşup eşini aldattığını iddia ediyor ‘’ diyor.
Kadın neye uğradığını şaşırıyor ve boşanma gerekçesinde konuştuğu kişiyle neler konuştuğunu hakim tek tek okuyor. Kadın bir anda kocasının gözlerine ağlayarak bakıyor. Kocasında ise sert ve nefret dolu bir ifade.
Kadın; eşimi sevmiyorum, istemiyorum diye boşanacağıonı beklerken, bu duydukları karşısında şok oluyor ve herşeyi anlatıyor.

Hakim bey , ben bırakın eşimi aldatmayı yabancı bir erkeği gördüğümde bile utancından ne yapacağını bilemeyen biriyim’’ derken kadın ağlayarak anlatıyor. ‘’Akşamları ben eşimi hasretle beklerken o benimle hiç ilgilenmedi. Bana hiç iyi söz sarf etmedi, bazan bana hakaret etti, bazan bağırdı, ama ben yine de işinde yaşadığı sıkıntılardır diye söz etmedim. Yıllarca sürdü bu. Ben kendimi yapayalnız hissederken ben her gece eşim uyuduktan sonra kalkarak abdestimi alır, 2 rekat teheccüd namazı kılar ve elimi açar tüm sıkıntılarımı, dertlerimi Allah’a sesli sesli arz ederim. Beni dinleyen, anlayan, bana moral veren, bana huzur veren Allah’a yalvarırım.
Bana sabır ver. Ben eşimi çok seviyorum. O benimle hiç ilgilenmiyor ama olsun, ben bu evde kendimi güvende hissediyorum. Her gece kalkıp seninle konuşmak, sana derdimi anlatmak için bile güvenli evde olmak bana yetiyor. Sen bana o kadar huzur veriyor ki, sen benim derdimi de anlıyorsun, senle konuştuğumda duyduğum huzur yetiyor. Şefkatin o kadar güzel ki. İyi ki varsın gibi dualar ediyorum.’’ Dedikten sonra kocasına başını çeviren kadın, kocasının başını yere indirdiğini gördü.
Kadın: ‘’Hakim bey keşke ölseydim de, böyle bir olay ile karşılaşmasaydım’’ diyerek ağlaması daha da arttı..
Hakim bu anlatılanlardan sonra kocasına dönerek, kocasına sordu ‘’söyleyeceğin bir şey var mı!’’
Kocası tek şey söyledi. Karım beni affetsin, bundan sonra onu asla üzmeyeceğim, ben hatamı anladım hakim bey’’ dedi…
Hakim erkeğe tek şey söyledi.
"Aslında bana kalırsa suçlu olan sizsiniz. İşiniz kadar ailenize önem verseniz hayat ve toplum daha yaşanılır hale gelirdi. Ailesini ihmal eden biri toplumda kime ne fayda sağlar ki!"

*********************************************

Yorgun Bir Anne Yaşadığı Bütün Endişelerin Bir Listesini Yaparsa…
Cameron Pointer çalışmayan bir anne olarak sıradan bir gün geçiriyordu. Ama pek çok anne gibi genellikle kendini “jonglörlük” yapar gibi hissediyordu. Alınması gereken yiyecekler, yıkanması gereken çamaşırlar, baş edilmesi gereken öfke krizleri, kaçırılmaması gereken randevular… Bunca işin arasında kendini bitkin hisseden Pointer, belki de yalnız olmadığını hissetmek ve diğer anneleri saygıyla selamlamak için bir yazı kaleme aldı ve bunu Facebook’ta paylaştı. İşte, kısa sürede viral olmayı başaran o yazı:
Yorgun Bir Anne Yaşadığı Bütün Endişelerin Bir Listesini Yaparsa…


Ben bir bekçiyim.

Günlük program bekçisiyim. Kursların, maçların, oyunların ve derslerin bekçisiyim. Projelerin, partilerin ve yemeklerin bekçisiyim. Randevuların ve ev ödevlerinin.

Bilginin bekçisiyim ben. Bir kriz patlamadan beş dakika önce kimin bir şeyler yemeğe ihtiyacı olduğunun ya da öfkelendiğinde kimin biraz alana ihtiyacı olduğunun bekçisi. Yeterince temiz giysi var mı, faturalar ödendi mi ya da eve süt kaldı mı?

Ben çözümlerin bekçisiyim. Çantamdaki yara bantlarının ve dikiş malzemelerinin ve atıştırmalıkların. Ama aynı zamanda duygusal “kremlerin” ve metaforik güvenlik battaniyelerinin.

Tercihlerin bekçisiyim ben. Sevilen şeylerin ve sevilmeyen şeylerin. Akşam ritüellerinin ve iştahı tıkayan yiyeceklerin.

Hatırlatılması gerekenlerin bekçisiyim. Nazik olmak, çöpe atmak, sofrayı toplamak, ödev yapmak, arkadan gelene kapıyı açık tutmak ve teşekkür notları yazmak.

Ritüellerin ve anıların bekçisiyim. Fotoğraf sanatçısı, özel aksesuar biriktiricisi ve mektup yazarıyım.

Duygusal güvenliğin bekçisiyim. Rahatlık deposu, kötü ruh hali iz sürücüsü, sır tutucu ve korku yatıştırıcısıyım.

Huzurun bekçisiyim. Kavgaların arabulucusu, anlaşmazlıkların hakemi, dilin kolaylaştırıcısı, farklı karakterlerin çözücüsüyüm.

Kaygının bekçisiyim. Hem onların hem de benimkilerin.

İyi ve kötünün, küçük ve büyüğün, zor ve kolayın bekçisiyim.

Çoğu zaman, bekçiliğini yaptığım bu şeylerin ağırlığı, periyodik cetvelin üst elemenlerini andırıyor: Havadan daha hafif, bir amaç duygusuyla batmamamı sağlayan.

Ama bazen bekçiliğini yaptığım şeyler beni yüzeyin altına çekiyor. O zaman tekmelemeye ve yüzeyi kırıp nefes almak adına bocalamaya başlıyorum.

Çünkü bekçiliğini yaptığım tüm bu şeyler, beynimin arkasında bir yerlerde sürekli titreşiyor ve sanki unutulmayı bekliyor. Düşüncelerimi sürekli dağıtıyor ve bazen uykuya dalmamı zorlaştırıyor.

Çünkü bekçiliğini yaptığım tüm bu şeyler gözle görülmüyor, elle tutulmuyor. Unutulana kadar fark edilmiyor, varlığı bile kabul edilmiyor. Hiçbir değerlendirmeye tabi tutulmuyor. Ne not veriliyor, ne de denetleniyor. Ve bazen ne yazık ki kaale bile alınmıyor.

Eşim ve oğullarım nazik ve cömertler ve beni çok seviyorlar. Ve bu şimdiye dek hayatımda yaptığım en muhteşem iş. Ama bazen “bekçi” olmak aşırı yorucu. Çünkü bunu yapan tek kişi senmişsin gibi hissediyorsun.

İşte bu yüzden, bekçilik yapan herkes… Sizi görüyorum.

Bekçiliğini yaptığınız şeylerin ağırlığını biliyorum.

Karşılık birılığında maaş almadığınız ya da hastalık izni olmayan bu görünmez işiniz var ya, işte dünya bu iş sayesinde dönüyor.

Sizi görüyorum.

Ve saygıyla selamlıyorum.

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Uyurken Düştüğünüzü Hissettiyseniz.. Bakın Sebebi Neymiş Gerçek mi bu >> AYDAN ŞENERİN SON HALİ ÜZDÜ kira bedeli dudak uçuklattı