Gece saat 02.00, taksi durağına bir abla geldi. ‘’Abi ne olur çocuğum çok ateşli, bizi hastaneye götürsen ateşi düşer belki. Ama cebimde sadece 7 TL var, söz çalışır öderim iki güne kadar’’. Zaten iş de yok, siftah etmedim. Var bundan da bir hayır diye düşünüp, hemen atla abla yetişelim hastaneye dedim. Çocuğun sesi beni bitirdi. İnliyor garibim, o inledikçe bende gaza daha da yüklendim. Acile yanaştık. Ben kimliğini aldım, kayıt yaptırdım. Anne odaya geçti. Doktor çok acil müdahale etti. Serumlar, iğneler derken meğer çocuğun nefesi kesilmek üzereymiş, biraz daha geç gelsek ölebilirmiş. Doktor hanım öyle dedi. Tam 4 saat annesi ayakta bekledi. Bir defa olsun ne bir yudum su içti, ne de nefes aldı sanki. Aslında benim işim bitmişti. Ama nedense çekip gitmek içimden gelmemişti. Baktım yüzüne annenin bir ara, ne kadar da benziyordu benim vefat eden Nuray ablama.
Neysek yine yola ,çocuk iyiyken sabaha. Öncelerini eczaneden satın aldım, sonra ciddi edin. Yorgun bulunduğu için içinde ben kadar çocuğu kucağıma taşıdım. bir şekilde bir şekilde. Nasıl yani, şimdi bu ev mi? Tek bir oda var, ikincisi yok. Bir yatak var, çocuk ki yok. Küçük tüp var, 4′ lü Ocak yok. Çeşme var, su yok. Tencere var, ama buzdolabı yok. Ekmek var, ama bir litre sıvı yağ yok. Abla dedim, sen nasıl bu duruma geldin? Eşinden kaçmış, bu eve sığınmış, cebindeki para ile ilk kirayı yatırmış. Ev de ihtiyar teyzeymiş acımış, kendinden bir yatak, bir hali ve küçük bir tüp sahibidir. Çalıştıkça eksiklerini alırsın demiş. Abla her şeyle: ”Abi 7. bu evde. 45 TL param vardı o da bitti istemesem de. Evlere temizliğe giderim olmaz, olmaz 100 değil 50 TL isterim. Tanrı’nın izni ile geçinir giderim.
Mesela ilk boyut evim. Sen sabaha kadar işinden oldun, bende bu sayede sana borcumu öderim. Yeter ki iş ver bana, vallahi dilenci değilim ben asla. Sadece tutunmaya bu hayatta çalışıyorum”. O arada ev sahibi ihtiyar teyze geldi. Elinde bir tabak yemek ve iki ekmek var idi. Yazık, o da yardım etmeye çalışmaya, yaşı belki 80 bu kadar geliyor. Abla çok kültürlü değil, dışarı çıktığımda bana bak, if sahibinden. Ben taksici değilim. Geçen ay çıkarılmış idim. Çalıştığım firma kapandı. Benim gibi 11 işsiz kaldı. Cebimde de 2.900 TL para var. Kızımın biriktirdiği de içinde, ona bilgisayar kasası. Bugün doğum günü. Akşama almam da lazım. Ama nasıl bırakayım şimdi bu abla ve çocuğu da mı? Ellerim titrese de, kulak verdimn gelen sese. Zar zor yapıp ablaya verdim ikibin TL. Gitti bizim bilgisayar parası. Hanımda anlamayacak kızacak, çocuğunda ağlaması cabası. Ne yalan. Evden içeri sokmak için havalandırmak için yapıyor. Koltuğa, Tanrı kontağı çevirmeden önce ”’ım dedim.
Her şeyi gördüm, sana teslim ettim. Her şeyi bilen, bana bir çıkış yolu gösterirsin”. Tüm duam bu kadardı. Moralim sıfır arabayı teslim etmeye dönerken telefonum çalmaya. Bizim sevdiklerimiz ağabeylerden olan Mustafa abi aradı. ”Müjdemi isterim,1.5 iskenderi de yerim. Vedat kardeşim. Müjde şirketler yatmış. Ben çektim, git çek dedi.” Benim odam tam 27.000 TL idi. Çektim, hediye paketi paketi yaptırdım. Elime her şeyi sığacak kadar aldım. Yarın ablaya ilk işim uygun olacak. Bil Tanrı bana da yeni bir iş yapacaktır…