ÖMERCİK "Bir çöküşün, dibe vuruşun ve vicdansızlığın hikayesi"

509 izlenme 17 Ekim 2021
Reklamlar
videolu haber

Türk sinemasının en ünlü çocuk yıldızlarından biri olan ömerciğin dramı acıyı kaybetmişliği dibine kadar yaşayışının uyuşturucu kaçakçıcısı olarak nasıl suçlandığının hikayesi bu... Alkışların ışıltısı altından büyüyen bir çocuğun hayatın acımasızlığıyla karşı karşıya kalışının öyküsü bu... Kaybettiği gözünün yerine takılan plastik gözün gerçek gibi duracağını düşünüp hayaller kuran bu yapmacık gözle oyunculuğa tekrar dönebileceğini zanneden bir umut timsalinin hikayesi bu. Münir özkulun bahçesindeki kiraz ağaçlarına dadanan o ele avuca sığmaz afacan çocuk gün gelecek filmlerde canlandıdığı yetimlerden daha zor şartlarda yaşayacaktı... Ömer Dönmez 1959 yılında sakaryada doğduğunda akrabalarının birçoğu ünlüydü. Şanslıydı yani. Zeynep değirmencioğlunun küçük teyzesi olan gülşen hanımın oğluydu ömer... 4 kardeşin en küçüğüydü. Dedesi de şehrin en meşhur şekerleme imalatını yapan yumuşacık yüreği olan bir adamdı... Ömer; beyaz tenli, mavi gözlü, sarı saçlı, ince hafif çekik gözlü, narin yüz hatlarıyla Hollywood’dan çıkıp gelmiş çocuk yıldıza benzetilirdi. Girdiği ortamda hemen tanınır; dikkatleri üzerinde toplardı. Beyaz perdede şans verilirse; kendinden bahsettirebilirdi. Küçük Ömer’deki farklılığı ilk gören/fark eden, büyük teyzesinin kocası, ‘Ayşecik’ karakterini çizen; bir dönemin çok ünlü senaristi Hamdi Değirmencioğlu’ydu. Biricik kızı Zeynep Değirmencioğlu’nun adını Yeşilçam sinemasına unutulmayacak şekilde yazdırmıştı. Çocuk yıldızların filmlerinin hâsılat rekorları kırdığı dönemdi. Kemalettin Tuğcu’nun aynı adlı romanından alınan; Hamdi Değirmencioğlu, Memduh Ün ve Ertem Göreç’in senaryosunu yazdığı; yönetmenliğini Memduh Ün’ün üstlendiği; Muzaffer Aslan’ın yapımcısı olduğu, 1960 yılı yapımı Ayşecik filmi kasaları doldurmuştu. - Filmin diğer başrol oyuncuları Muhterem Nur, Turgut Özatay ve Leyla Sayar’dı! - Değirmencioğlu ailesinin başına devlet kuşu konmuştu. Hamdi Bey; kızının rol alacağı, seri halde çekilen Ayşecik filmlerinin değişmez senaristiydi. Erkek güzeli yeğeni Ömer’i de İstanbul’a götürecek; şöhret kapılarını ona açacak ve bol para kazanmasını sağlayacaktı. Küçük Ömer; 1964’de, Ses dergisinin düzenlediği ‘Çocuk Yıldız Adayları Yarışması’na katıldı; 2. seçildi. Hamdi Bey’in iddiasına göre; ‘birincilik hakkı’ydı. Ama yine de Yeşilçam’ın kapılarını zorla(n)madan açtı. Daha 5 yaşındayken; başrole çıktı. 1965’de, Cüneyt Arkın ve Hülya Koçyiğit’in hemen yanında adı yazıldı. Filmin adı: ‘Sevgim ve Gururum’ idi. Yeğeni Zeynep de sinemaya 2 yaşında girmiş; ‘Papatya’ adlı kurdele ile kamera karşısına geçmişti. Aile - adeta! - doğuştan sinemacıydı! pek de becerikliydi bu küçük adam. öyle bir rol yapardı ki, sinemaya gelenler salya sümük ağlardı. filmler ardı ardına gelirdi, aynı gün içinde iki filmde birden oynardı. bir gün istanbul’daysa ertesi gün ankara’daydı izmir’deydi. paralar geliyordu oh ne güzel. yatırım yapıyordu annesi babası, birkaç tane taksi almışlardı. 6 yaşında, belki de omuzlarına yüklenen yükün farkında bile olmadan eğleniyordu umarsızca. maviş gözleri vardı, boncuk gibi. sarı saçları, pırasa gibi dökülürdü kâhkülleri . bir cılızdı ki sormayın, incecik bacakları, minik burnuyla bir şirinlik muskası adeta. Zeynep Değirmencioğlu ile aranılan/sevilen ikili oluşturdu. ‘Yedi Cüceler ve Pamuk Prenses’, ‘Ayşecik’le Ömercik’, ‘Hayat Sevince Güzel’, ‘Seni Bekleyeceğim’ gibi yapımlarla adı/şöhreti pekişti. Türkiye’nin en çok kazanan çocuk yıldızıydı. Kendi ifadesine göre ücreti; film başına 20 bin liraydı. Babası son model otomobil almış; velinimeti, biricik oğlunun şoförlüğüne girişmişti


Bunlar da İlginizi Çekebilir

Müge Anlı gençlik fotoğrafını paylaştı, sosyal medyada yorum yağdı... Tam babasının kızı, meğer tanıyormuşuz ya >> Ben taksiciyim Çorabınız böyle iz bırakıyorsa dikkat