Patronuna Şöföründen İbretlik Dua...Cami kapısından geçerken ezanın okunduğunu duyan şoför, geriye dönüp patronundan izin ister: Beyefendi izin verseniz de ezan okunmuşken şuracıkta namazımı kılıversem de devam etsek? der. Patron, pek de memnun olmazsa da izin verir. Şoför camiye girer, patron da arabanın içinde bekler. Ancak cemaat namazını kılıp çıktığı halde şoför çıkmayıncacanı sıkılan patron, arabadan inip caminin avlusuna dalar, pencere camına abanarak ta içeriye bakar ki, şoför ellerini açmış duâya devam ediyor. Camı tıklatarak seslenir: HABERİN DEVAMI İÇİN FOTOĞARAFA TIKLAYIN
Herkes çıktı ne duruyorsun, sen de çıksana! Cevap ibretli: Bırakmıyor! Kim bırakmıyor? Seni içeriye bırakmayan!.. Bir düşüncedir alır patronu. Seni içeriye bırakmayan!.. Hemen orada abdestini alır camiye girer ve yanına vardığı şoföre seslenir: İşte, der beni de bıraktı içeriye! Yaşlı gözlerle bakan şoför söylenir: Elbette bırakır, der. Deminden beri boşuna mı gözyaşlarıyla dua ediyorum sanıyorsun. Senin dışarıda kalmana gönlüm bir türlü razı olmadı, ellerimi açıp içeriye alınman için d-uâ ettim. Şükürler olsun ki, Rabbim kabul etti d-uâmı da içeriye aldı, dışarıda bırakmadı…… Rabbim kapıda bekletilenlerden eylemesin
Eşinize Kaynamayınn"Ayşe teyze elli yıldır aynı yastığa baş koyduğu kocasıyla iki haftada bir aile hekimine gelir ve oturur oturmaz doktora şikâyete başlardı.'Kızııım, bu Ali amcan var ya, Allah ıslah etsin onu. Ali amcan, şöyle, Ali amcan böyle. Boşayacağım bu adamı.'Ali amca da bazen titreyen sesiyle'Asıl sen şöyle böyle yapıyorsun!' diye kendini savunur ve bazen de susardı. Aile hekimi sakinleştirmeye çalışırdı:'Etme Ayşe teyze, bunca yıldan sonra,böyle küçük meseleler yüzünden değer mi? El âleme ayıp, bu kadar sabrettiniz birbirinize, şurada ömürden ne kaldı geriye.'Kısa süre sonra Ali amcanın öldüğü öğrenilir ve Ayşe teyze bir yıl ortalıklarda görünmez.nnGünün birinde çıkagelir Ayşe teyze. Eski canlılığını yitirmiştir, suskunlaşmıştır, gözlerinin feri kaçmıştır. Oturur aile hekiminin karşısına. 'Nasılsın Ayşe teyze?' diye sorar hekim.Gözyaşlarına eşlik eden titrek sesiyle 'Ah evladım' der. Ali amcan öldüğünden beri hayatım bir kâbusa döndü. Peşlerinden neler çektiğim evlatlarımdan hayır yok. Ne oğlumun evine sığabildim, ne kızımın evinde bir köşecik bulabildim kendime. Ne gelinime yaranabildim, ne damadıma. Yapayalnız kaldım. Tek Ali amcan yaşasaydı da, bir iyilik etmesi lazım değil, hiç olmazsa evin bir köşesinde bir nefesi olsaydı.'Görüyorsunuz, sizi en çok sevenler dâhil, herkes çekilip gidecek hayatınızdan, çocuklar yuvadan uçacak ve kimse size eşiniz kadar yakın kalamayacak. Sorun iffetsizlik değil, cana kast değil, akıl kaybı değil, hırsızlık değil, kumar değil, daha ne? HABERİN DEVAMI İÇİN FOTOĞARAFA TIKLAYIN
Anlaşamıyormuşuz. Anlaşamamada neymiş evladım! Eşinizin basit eziyetlerine sabıretmezseniz cenneti hangi eziyetle kazanacaksınız? Üstelik kimsenin yanında eşiniz kadar rahat olamayacağınızı da biliyorsunuz. Öyleyse, ciddi ahlaki sorunu olmadığı sürece, sırf maddi kararlarda anlaşamamak yüzünden eşinizi kırmayın. Her şey en iyi olamıyorsa, boş verin olmayıversin. Dilinizi tutun, dudaklarınızı ısırın, ama eşinizi kırmayın."Muhammed Bozdağ. Allahım cümlemize hayırlı eşler, hayırlı evlatlar nasip eylesin.