Fransız Le Monde gazetesinde yer alan "Türkiye, Karadeniz'deki savaşın hakemi" başlıklı yazıda, Ukraynalı bir diplomatın "Türkiye boğazları
DEVAMI İÇİN GÖRSELE TIKLAYIN
Fransız Le Monde gazetesinde yer alan "Türkiye, Karadeniz'deki savaşın hakemi" başlıklı yazıda, Ukraynalı bir diplomatın "Türkiye boğazları kapatınca, Ankara sayesinde Odessa'yı kurtardık" ifadesine yer verildi.
Fransız Le Monde gazetesinde yer alan "Türkiye, Karadeniz'deki savaşın hakemi" başlıklı yazıda, Ukraynalı bir diplomatın "Türkiye boğazları kapatınca, Ankara sayesinde Odessa'yı kurtardık" ifadesine yer verildi.
Gazetenin İstanbul muhabiri Marie Jego’nun kaleme aldığı makalede, “Moskova ve Kiev ile olan ayrıcalıklı ilişkilerin gücüyle Ankara'nın kendisini çatışmanın ‘ana arabulucusu’ olarak konumlandırdığı” belirtildi.
Makalade, "Ukrayna'da savaşın başlamasından yaklaşık iki ay sonra, Türkiye ile Ukrayna arasındaki ilişkilerin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın izlediği "savaşan iki taraf arasındaki denge politikasını" baltalama riskine rağmen, hiç bu kadar sağlam görünmemişti" denildi.
Türk insansız hava aracı Bayraktar TB2 için ayrı bir makaleye de yer verilen Le Monde'un bugünkü sayısında, Ukrayna ordusunun Bayraktar İHA'ları için "övgü dolu şarkılar bestelediği" detayı yer aldı.
Haberde, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski'nin sık sık telefonda görüştüğü, Türkiye'nin 10 Mart'ta Antalya'da, 29 Mart'ta ise İstanbul'da ev sahipliği yaptığı görüşmelerde Türk ve Ukraynalı diplomatların birbirlerini daha yakın tanıdığı ve Kiev hükümetinin Türk müttefiklerine övgüler yağdırdığı kaydedildi.
“Türkiye’nin desteğini takdir ediyoruz”
Türkiye'nin Karadeniz politikasını olumlu bir dille kaleme alan Le Monde, Ankara'da konuştuğu bir Ukraynalı diplomatın, “Yaptırımları uygulamasa da, Türkiye'nin sunduğu insani, diplomatik, ahlaki, askeri desteği takdir ediyoruz. Ukrayna'yı desteklemek için diğer tüm NATO ülkelerinden daha fazlasını yaptı. Her şeyden önce boğazlarını tüm savaş gemilerine kapattığı için kendisine çok müteşekkiriz. Karar vermek kolay olmadı, Türk tarafı başlangıçta uygun değildi. Onları ikna etmeyi başardık” sözlerini de aktardı.
Ukraynalı diplomatın, “Ankara sayesinde Odessa'yı kurtarabildik” sözüne vurgu yapan Le Monde, “Türkiye, 28 Şubat'ta, savaşın dördüncü gününde, Çanakkale ve Boğaziçi'ni tüm savaş gemilerine kapatarak boğazların koruyucusu rolünü oynamasaydı, Rusya bölgeye ek deniz takviyesi gönderebilirdi. Eğer Türkiye, boğazları birkaç gündür Akdeniz'de bekleyen Rus gemilerine açsaydı durum çok farklı olurdu. Ankara sayesinde Odessa'yı kurtarabildik” ifadelerine yer verdi.
Odessa açıklarında 14 Nisan'da Rus gemisi Moskova'nın batışından bu yana Türkiye'nin boğazları kapatmasının öneminin daha çok ortaya çıktığını belirten Le Monde, “Rusya'nın sahip olduğu diğer iki kruvazör, yani Kuzey Denizi Filosu'na bağlı Mareşal Oustinov ve Pasifik Filosu'na bağlı Varyag, Akdeniz'de haftalarca bloke edildi. 28 Şubat'ta ilan edilen Türkiye yasağı nedeniyle boğazları geçerek Karadeniz'e ulaşmaları mümkün değil. O gün, bu iki kruvazör de dahil olmak üzere dört Rus gemisi, Türk makamlarından boğazları almak ve Karadeniz'de Moskova'ya katılmak için yeşil ışık bekliyordu. Geçitleri reddedilince Akdeniz'de kaldılar” analizine de yer verdi.
Rus gemileri kaygısı
Gazete ayrıca, “Türkiye bu şehri fiilen kurtarmış gibi görünmekle kalmıyor, aynı zamanda hava sahasında Rus askeri uçuşlarının yanı sıra Vladimir Putin'in Mart ayında kurtarmaya çağırdığı Suriye paralı askerlerini taşıması muhtemel bazı Şam-Moskova charter uçuşlarını da yasakladı” diye belirtiyor.
Le Monde, bu gelişmelerin yanı sıra, “Oboronlogistika” isimli savunma lojistiği şirketine ait birçok Rus ticari gemisinin Karadeniz ve Akdeniz arasında gidip geldiğine de dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi:
“Kiev hükümeti, Rusya'nın deniz üssünün bulunduğu Suriye'nin Tartus limanından silah ve mühimmat taşıdığından şüpheleniyor. 17 Nisan Pazar günü şafak vakti, bu gemilerden biri olan Sparta II, bir kez daha Boğaziçi'ni geçerek Karadeniz'e ulaştı. Rusya'nın Novorossiysk limanına doğru yola çıktı. Ukraynalılar, Türk tarafından bu gemilerin Suriye ile Rusya arasında neler taşıyabileceğini izlemesini istedi.”
“Türkiye'nin yaptırımlara katılmamasını anlıyoruz”
Ukraynalı diplomat, İstanbul'daki müzakereler ve Belarus müzakerelerinin “kıyaslanamayacak kadar farklı bir atmosfere” sahip olduğunu, “İstanbul'da her şey çok daha rahattı. Delegasyonumuzun üyeleri, kendilerini casusluk hissettikleri Belarus ile ilgisi olmayan, başka bir gezegende gibi hissettiklerini söylediler” sözleriyle değerlendirdi.
Türkiye'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılmaması konusunda Ukrayna'nın savaşı silahlı çatışmanın ya da yaptırımların değil yalnızca diplomasinin durdurabileceğinin de farkında olduklarını belirten Ukraynalı diplomat, “Yaptırımların yararları var, ancak savaşı durduramazlar. Tabii ki Türkiye'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlara katılmasını tercih ederiz. Son derece dürüst bir ilişkimiz olan Türk meslektaşlarımıza bunu anlatıyoruz. Ama biz gerçekçiyiz, onların bakış açısını anlıyoruz. Onları eleştirmek yerine anlamaya çalışıyoruz. Türkiye'den imkansızı da isteyemeyiz” dedi.
“Bayraktar drone'ları Fransız ordusuna ilham oldu”
Bayraktar TB2 İHA'ları Le Monde'un yanı sıra Fransız ekonomi dergisi Challenges'da da yer aldı.
Challenges dergisi, “Bayraktar TB2'nin, Rusya'ya karşı Ukrayna ordusunun en değerli varlıklarından biri haline geldiğini belirterek, drone konusunda geciken Fransız ordusunun da, TB2'den ilham aldığını” yazdı.
Challenges'ın bu haftaki sayısında yer alan “Türk TB2 insansız hava aracı Fransız ordusuna nasıl ilham veriyor?” başlıklı haberde, “En fazla yirmi yaşındalar. Ancak Türk Bayraktar TB2 droneları, Rus işgalciye karşı Ukrayna ordusunun en değerli varlıklarından biri haline geldi” ifadesine yer verdi.
“Oryx” adlı savunma blogundan askeri analist Stijn Mitzer'in “Bu 700 kilogramlık makineler, altı zırhlı araç, yaklaşık on uçaksavar sistemi, dokuz helikopter ve iki komuta merkezi dahil olmak üzere yaklaşık altmış Rus ekipmanını şimdiden imha etti” sözlerine yer verildi.
Haberde, Amerikan Reaper'larından daha az karmaşık olan TB2 drone'larının, üstün hareket çapında, sağlam, dayanıklı, kısa raylarda konuşlandırılabilen ve “dört lazer güdümlü füze” taşıyabilen özelliklere sahip olduğu vurgulandı. Aralarında Katar, Polonya, Fas, Libya ve Pakistan da olmak üzere 15 ülkenin Türk drone'larını satın aldığı vurgulandı.
Fransız Senatosu Savunma Komisyonu Başkan Yardımcısı ve insansız hava araçları hakkında pek çok rapor hazırlayan Cumhuriyetçi Senatör Cedric Perrin, “Bu güvenilir ve ucuz tüketilebilir dronelar, Fransız ordusunun mühimmatında acilen doldurulması gereken bir deliktir” görüşü de aktarıldı.
İktidar partisi milletvekilli Fabien Gouttefarde da 28 Mart'ta “Atlantico” sitesine yaptığı açıklamada, Fransız ordusunun “yoğun çatışmalarda, az sayıdaki ultra üst düzey ekipmanla yetinemeyeceği” uyarısında bulunarak, Fransız ordusunu “2 yıldan daha kısa bir sürede AB'nin 118 milyon Euro'ya mal olan Avrupa Euro-Drone'larının yerine birim başına 5 milyon Euro öngören bir TB2 üretimine geçmeye” çağırdı.