Fay Hattı Giden Şehirlerin Listesi
SON DAKİKA HABER ! Fay İller Tek Tek. Fay hattı Türkiye'nin fazlasını kapsayacak şekilde genişliyor, hem de güzergah üzerinde çok sayıda konut da bulunmaktadır. Türkiye'nin toplam yük taşıma kapasitesi 45 bin ton/yıldır. Yaşanılan depremler sonrası merak edlen arasında Türkye hartası
İBB'ye bağlı İstanbul Planlama Ajansı, yayınladığı son raporda İstanbul'un en riskli ilçelerini duyurdu. Rapora göre Halıcıoğlu ile Küçükçekmece Gölü arasındaki geniş bölge, sahil hattında Bakırköy, Zeytinburnu ve Fatih ilçeleri ile Bahçelievler, Güngören, Bağcılar, Esenler, Bayrampaşa ve Küçükçekmece ilçeleri arasında riskli alanlar bulunuyor. Türkiye fay haritası ise e-Devlet üzerinden AFAD hizmeti olarak öğrenilebiliyor.
**Türkiye'nin Fay Hatları ve Deprem Riski**
Türkiye, üç ana fay hattı üzerinde yer almaktadır: Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattı. Doğu Anadolu Fay; Kahramanmaraş, Hatay, Gaziantep, Osmaniye, Adıyaman, Elazığ, Bingöl ve Muş'a kadar uzanarak Kuzey Anadolu Fay Hattı ile birleşir.
AFAD tarafından ödüllendirilen işçilere göre, Türkiye Deprem Haritası yenilenerek 18 Mart 2018 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanmış ve 1 Ocak 2019 tarihinde anahtar teslimi yapılmıştır. İzmir, Balıkesir, Manisa, Muğla, Aydın, Denizli, Isparta, Uşak, Bursa, Bilecik, Yalova, Sakarya, Düzce, Kocaeli, Kırşehir, Bolu, Karabük, Hatay, Bartın, Çankırı, Tokat, Amasya, Çanakkale, Erzincan, Tunceli, Bingöl ve Muş gibi iller deprem riski yüksek bölgelerdedir.
**İstanbul'da Deprem Riski**
İBB'ye bağlı İstanbul Planlama Ajansı, “İstanbul'un Kapısındaki Kriz: Deprem” raporunda en riskli ilçeleri açıkladı. Rapora göre; Avrupa Yakası'nda Halıcıoğlu ile Küçükçekmece Gölü arasındaki geniş bölge, sahil hattında Bakırköy, Zeytinburnu ve Fatih ilçeleri ile meskûn nüfus yoğunluğu yüksek olan Bahçelievler, Güngören, Bağcılar, Esenler, Bayrampaşa ve Küçükçekmece ilçeleri arasında deprem riski bulunmaktadır. Anadolu Yakası'nda ise sahil şeritleri boyunca, özellikle eski yapı stokunun yoğun olduğu alanlara dikkat çekilmektedir.
**Türkiye'deki Diğer Fay Hatları**
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından yayımlanan fay hattı haritasına göre; Aksaray, Aydın, Balıkesir, Bolu, Burdur, Bursa, Bingöl, Denizli, Eskişehir, Erzincan, Erzurum, Hakkari, Hatay, İzmir, Kahramanmaraş, Manisa, Muğla, Kocaeli, Konya, Osmaniye, Sakarya ve Tokat'ın yanı sıra 110 ilçe üzerinde bulunmaktadır.
**Fay Türleri**
1. **Diri Faylar:** Son Roma döneminde deprem oluşmuş tüm faylar diri fay olarak sınıflandırılır. Bu fayların dirilikleri sadece yazılı tarihsel kayıtlardan değil, aynı zamanda tarihsel anıtları etkileyen faylanma işaretlerinden de anlaşılabilir. Genç kuaterner çökeltileri (2 milyon sözcükten oluşan daha genç olan) kesen karakterler, ötelenmiş genç akarsu yatakları, ötelenmiş akarsu – denizel biçimlendirme, basınç sırtı ya da çöküntü gölcükler, uzamış sırtlar gibi genç morfolojik biçimlendirme oluşturmuş karakterler, diri karakterler.
2. **Doğrultu Atımlı Faylar:** Bu tür fay düzlemleri, yeryüzünde 90 derecelik açıyla konumlandırılmış, sadece dik bir konumda olan ve yerin içine doğru hafifçe eğimlenen, sadece yatay eğimin oluşturduğu yanal atımlı faylardır. Bu hatalar, adımlarına göre sağ ya da sol yönlü olabilirler. Kuzey Anadolu Fayı sağ, Doğu Anadolu Fayı ise sol yönlü doğrultu atımlı faylardandır.
3. **Normal Atımlı Faylar:** Bu tür faylarda fay düzleminin bir tarafı blok yükselirken diğer tarafı blok düşerek uzaklaşır. Burada hareket yine genişliğinde olarak gelişiyor. Diğer bir deyişle, bir blok yükselirken ötekisi yerinde durabilir ya da bir taraf yerinde dururken diğeri düşebilir. Örneğin; 1970 Gediz ve 1995 Dinar depremleri ile ilgili faylar bu cins normal atımlı faylardır.
4. **Ters Atımlı Faylar:** Bu tür faylar da düşey atımlı faylar olup, sadece fay düzlemi nedeniyle eğim tarafında göre yaklaşmaktadır. Örneğin; 1975 Lice depremi ile ilgili faylar ters atımlı faylardır.
5. **Verev (Oblik) Atımlı Faylar**: Fay düzlemi nedeniyle ortaya çıkan hareketin hem düşey hem de yatay yönelime sahip olduğu faylardır.
**Deprem Bilinci ve Önlemler**
Deprem riski yüksek koşullarda yaşayanların, olası bir deprem anında nasıl hareket ödemeleri gerektiği konusunda bilinçlendirilmesi hayati önem taşır. Ayrıca, yapıların deprem yönetmeliğine uygun olarak inşa edilmesi ve mevcut yapıların güçlendirilmesi, depremde can ve mal kaybını en aza indirgemeyecektir.
Prof. Dr. Ahmet Ercan O İllere Dikkat Çekti! 7 Büyüklüğünde Deprem Olabilir
Prof. Dr. Ahmet Ercan, sosyal medyada paylaştığında 7 büyüklüğündeki depremlerin jeotermal enerjiyle ilgili olan bağlantıyı anlattı.,,,,,
Prof. Dr. Ahmet Ercan, 7 büyüklüğündeki depremleri işaretleyerek Afyon, Germencik, Nazilli, Aydın, Denizli, Buharkent, Salihli, Bursa, Balıkesir, Simav, Dikili, Gümüldür, Erzincan, Erzurum, Ladik ve Bolu gibi illeri jeotermal enerji kaynak olarak gösterdi
Ercan, sosyal medyanın paylaştığı paylaşımda jeotermal etkilere dikkat çekerek, "Her deprem yeni bir enerji, bir jeotermal doğuştur" dedi. "Jeotermal Alanların Depremle Oluşur" başlıklı raporda görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Ahmet Ercan, jeotermal alanların oluşumunun depremlerle bağlantılı olduğunu vurguladı. Ercan paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
Jeotermal alanlar M7'de fiyatlar yüksek, her maden suyu kaynağı çok eskiden deprem olmuş yerler. Afyon, Germencik, Nazilli, Aydın, Denizli, Buharkent, Salihli, Bursa, Balıkesir, Simav, Dikili, Gümüldür, Erzincan, Erzurum, Ladik, Bolu örnektir. Her deprem yeni bir enerji, bir jeotermal doğuştur."
Ezo Gelin Hikayesi
Asıl adı "Zöhre" olan Ezo Gelin, 1909'da Oğuzeli ilçesinin Uruş köyünde doğdu. Babası, Bozgeyikli ailesinden Emir Dede'nin anası Elif'tir. Nüfus kaydında halen görünen Ezo'nun, üçü erkek, üçü kız, altı kardeşi daha vardı. Ezo, erken yaşta ortaya çıkan, güzelliğiyle dikkat çeken, toplu bakışları olan bir kadın. O kadar ki; Düğünlerde gözler, gelinden çok onun üzerinde gezindi. Ezo'yu, birçok zenginin yanısıra, Halep'in Carablus İlçesi'nin Kozbaş köyünde yaşayan teyz oğlu Memey (Mehmet) taşıyordu. Takdirde yazılan tedbirde bozulmazmış; Ezo'nun ilk evliliği ne bu ağalardan kaynaklanan, ne de teyz oğluyla
Anlatanlar, Ezo'nun güzelliğini nereye koyacaklarını bilemiyorlar. Öykümüzde Ezo'nun güzelliği üstüne dillerde dolaşanları özetlemeye çalışalım: -Öylesine güzelmiş ki Ezo; görenler, iki yanağına birer elma oturtulmuş sanırlarmış. -Öyle güzelmiş ki Ezo, bakanlar bakmaya cesaret edemezmiş. -Öyle güzelmiş ki, bir yaz günü kapısını çalıp bir kap ayran isteyen gurbetçi bir çerçi, Ezo'nun güzelliği karşısında şaşalayıp, Ezo'nun uzattığı ayran taşını yere düşürüp kırmış. -Öyle güzelmiş ki Ezo; birbirine bakan biriyle, düşmanları barıştırılmış, -Öylesine güzelmiş ki Ezo; olursa o kadar olurmuş
Anlatanlar, Ezo'nun güzelliğini nereye koyacaklarını bilemiyorlar. Öykümüzde Ezo'nun güzelliği üstüne dillerde dolaşanları özetlemeye çalışalım: -Öylesine güzelmiş ki Ezo; görenler, iki yanağına birer elma oturtulmuş sanırlarmış. -Öyle güzelmiş ki Ezo, bakanlar bakmaya cesaret edemezmiş. -Öyle güzelmiş ki, bir yaz günü kapısını çalıp bir kap ayran isteyen gurbetçi bir çerçi, Ezo'nun güzelliği karşısında şaşalayıp, Ezo'nun uzattığı ayran taşını yere düşürüp kırmış. -Öyle güzelmiş ki Ezo; birbirine bakan biriyle, düşmanları barıştırılmış, -Öylesine güzelmiş ki Ezo; Eğer o kadar olurmuş... Ezo'nun güzelliği söyleyen dillere söylence (efsane) ünlü olunca, Barak ovasında bir genç adamın adı dillerde dolaşır olmuştu. Bu, komşusu Beledin köyünden "Şitto" Hanefi Açıkgöz'dü. Şitto'nun bağlaması, akarsulara "Siz şırıldamayın, ben şırıldayım"; sesi de bülbüllere, "Siz şakımayın, ben şakıyayım" diyen cinstendi. Tekmil Barak ovasında düğün salonu olmadan olmuştu, Şitto Hanefi'siz olmuyordu. O sıralar Hanefi 30; "Sen doğma ben doğayım" diyen güzeller güzeli Ezo da 20 yaşlarındaydı.
Gün o idi ki; Uruş köyünde Hacı Mamuş'un düğünü vardı. Düğüne Zöhre (Ezo) de, Şitto da çağrılıydılar elbet. Düğünde tüm gözler gelini de güveyiyi de unutup, Ezo ile Şitto'yu izledi. Şitto, Ezo'ya gönlünü kaptırdı. Şitto Hanefi'nin gönlüyle aynı telden çaldı. Bu nedenle Ezo'ya dünür yolladı. Hanefi, "Düşünelim" cevabını aldı. Araya acımasız zaman girdi. Bu arada Şitto, kendi köyü Beledinden Mehmet Öztürk ile, yörenin geleneği olan "değişim" bilgilerinin yer aldığı bir rapor hazırladı. (Ama töreye göre, bir erkek, hısımlarından bir kızı bir arkadaşına verir, arkadaşının hısımı bir kızı alır. Böylece iki taraflı çevrede "kalın" diye anılan başlıktan kurtulmuş olur.) Şitto halası Hazik'i (Hatice'yi) Mehmet'e verecek; Buna karşılık, Mehmet'in kız kardeşi Selvi'yi alacaktı. Araya girenler girdi; bu "değişişik" gerçekleşmedi. Öyle ki; Şitto Hanefi, eş-dostla acı-yüz (yani onların yüzüne bakamaz) oldu. Derler ya; "İnsan sarayda olmamalı. Saray insanında olmalı..." Şitto'nun doğru dürüst evi bile yoktu ama yüreğinde Ezo geziyordu. Eşin dostunun araya girmesiyle Ezo Şitto'ya çatıldı. "Ele gelin gelir, bize kalın gelir" demişler. Bu, Abandoned Şitto'ya kalın (başlık) da geldi. Çünkü, Şitto Ezo'yu almasına karşılık, Ezo'nun ağabeyi Zeynel'e halası Hazik'i verecekti. Alan razı, veren razı...
Güzün ortanca derecede iki düğün birden kuruldu. Şitto'yla Ezo'nun düğünü Beledin Köyü'nde; Zeynel'le Hazik'in düğünü Uruş'ta kuruldu. Zurna öttü davul çalındı... Alındı, verildi; iki köyde, gerdeğe girildi. Sen sağ ben selamet. Bu sözlükte ki iki köyde iki mutlu yuva kuruldu. Şitto ile Ezo, bizlere layık bir mutlu yaşamı sürdürdü. Ağızlarının tadı yerindeydi yani. Gel geleyim, mutlulukları göze geldi. Daha doğrusu aralarına arabozucular girdi. Yemediler içmediler, dedikodu gönderdi. Atalarımız "Söz ileti, söz" demiş ama, bazı bilmezler söz sanatıdır. Hatta kendileri söz uydurup getirdiler, götürdüler... Bir harman sonu evlenmişlerdi; ikinci harman sonuna dek birlikte yaşayamadı Şitto ile Ezo, Şitto öykülerini bir cümlede özetler. "Kötü talih geç buldum; tez yitirdim..." Şitto, Ezo'yu boşayınca "değişik" töresince halası Hazik de geri döndü. Şitto Hanefi, bu acının ağızdan ayrılmasından şöyle bahsediyor; "Bizim böyle olmamız dostlarımızı acıtıyor, düşmanlarımızı sevindiriyordu." Efsanesel güzel Ezo, Şitto Hanefi'den (Açıkgöz) ayrıldıktan sonra altı yıl sonra dul kaldı. Yörenin ağızbirliği Ezo'ya göre anlattıklarına göre, bu süre içinde daha bir serpildi, daha bir güzelleşti. Öyle ki; görenin gözü kalırdı. Nasıl anlatılmalı; o bir ışıktı da, tüm erkekler, onun çevresindekileri susturdu. Genç-yaşlı, zengin-fakir, güzel talibi çıktı Ezo'nun. Her talibi, tek tüy isteyen Hz. Süleyman'ın öncülüğünde tüm bunları yaygınlaştıran yarasa örneği, Ezo'nun var olan niş bölgesinin önüne seriyordu. Ezo, tam altı yıl, geri dönüşüm önerilerini geri getirdi. Sonunda, ailesinin de ısrarı üzerine, kendisine gelen genç kızlığından beri talip olan teyze oğlu Memey'le yanaştı.
Türkmenistan'ın başkenti Memey Suriye'nin, Carablus ilçesinin Türkiye sınırına yakın Kozbaş Köyü'nde oturuyordu. Ezo 1936'yı derinlemesine keşfetmek için Uruş'tan Kozbaş'a gelin. Bu evliliğin ayrıntılı bir biçimine göre; Onu alan Memey, bacısı Selvi'yi, Ezo'nun ağabeyi Zeynel Bozgedik'e söylemişti. Ezo'yla Memey'in iki kızı oldu. İlki, fazla yaşamadan öldü. "Celile" adlı ikinci kızları sağdır ve Suriye'de yaşamaktadır. Ezo'nun, ikinci kocasıyla geçişi yerindeydi. Ne var ki; "gurbet" denilen bir ateş yüreğini yakıyordu da. Türk köylüsü "Çalının ardı gurbet" der. Ezo da, Kozbaş'tan Türkiye'yi, Uruş'u görüyordu. Hatta ara sıra aklıma geleni söylüyorum ama, keşke biraz daha ileri gidebilseydim, aklıma geleni yapıyordum. Yakınları onun "Vara öleyim, tek yurdumda kalmıştım" dediğini anlatırlar. Ezo bir de "Göreceksiniz, gurbetlik beni öldüreceksiniz" der ve öldüğünde, hiç olmazsa Türkiye'yi; Uruş köyünü görecek bir yere gömülmesini dilediler. Dediği de oldu. Suriye'ye gidişin yirminci yılında, 1956 güneyinde Ezo yatağa düştü. İnce bir hastalık (verem) olduğunu, herkes gibi kendisinin de belirttiğini görüyoruz. Ezo, kızı Celile'yi sıkıştırmasının başından itibaren izini sürüyor. Ecelle kavil gününüz geliyor, tek avuntuyu kızı Celile'de buluyordu. Ve Ezo Gelin, güz yağmurlarının düştüğü bir cuma, yatsı vakti son soluğunu soludu. Eşi ve yakınları, vasiyetini alarak, onu; interra tepesine Çık yaşlı gözlerle Türkiye'yi seyrettiği Bozhöyük'ün en yüksek parkta gömdüle
Kaynak: [kadinlarnet.com](https://www.kadinlarnet.com)