videolu haber
Küçücük yaşta yetişkin film furyasına sürüklenen bir masumun, bana oy verirseniz size donumu hediye edeceğim diyen bir cezbedicinin, sol görüşün en tatlı savaşçılarından olup grevlere katılan deli gibi kitap okuyan bir savunucunun, çocuk yaşında 40 lı yaşlarda adamları öpmek zorunda bırakılan bir kandırılmışın, herşeyden pişman olup hayatını yeniden kuran dünya ticaretinde çığır açan bir özgüven abidesinin, sinemaya masum kız rollerinde başlayıp, kötü kadın rollerinde ün kazanan bir talihsizin, tüm yaşadıklarına rağmen o cıvıl cıvıl yeşil gözlerindeki enerjiyi ve sempatik gülüşünü asla kaybetmeyen bir kadının hikayesi bu... Arzu okay 1954 yılında istanbulun bomonti semtinde doğdu babası şoför annesiyse ev hanımıydı. onun çilesi henüz 10 aylıkken annesinin ve babasının boşanmasıyla başlayacaktı. babası evi terke etmiş ve bir başka kadınla hayat kurmuştu. 1970 yılına kadar sıradan bir ailenin fakir ama alımlı bir kızı olarak sürerecekti hayatını. Yaşı büyüdükçe de babasını özleyecek ve merak edeceti. kimdi neciydi neler yapardı hep aklındaydı bir gün canına tak edip babasını bulmaya karar vermişti. O günü kendisi şöyle anlatacaktı: Babam başka biriyle evlenip aile kurmuş. 13 yaşındayken gidip tanıştım, Adana’ya. Beni istemedi.Onu suçlamıyorum ama babam olsun isterdim. Okulda bazen, “Babam izin vermiyor, gelemem” demeyi çok isterdim. Çalıştığı yere gittiğimde babama, “Ben Arzu” dedim, “Hangi Arzu” dedi, unutmuş! Genç yaşında annesi hastalanmıştı Artık annesine de bakmak zorundaydı. Güzel bir kızdı ve bunu değerlendirmek istiyordu önce zeki mürenle fotoromanlarda yer aldı ardından arkadaşlarınında ısrarıyla saklambaç dergisinin düzenlediği yarışmaya katıldı 1970 yılında katıldığı yarışmadan sinema kraliçesi olarak ayrıldı. Hemen ardından italyada bir güzellik yarışmasına katılıp avrupanın 4. güzel kadını seçilir.. henüz 15 yaşındaki yalnız ve fakir kızın hayatı birden değiştirecekti. sinema kraliçesi olunca yapımcılar hemen bu kadına başrol verirler oynadığı filmin adı ölünceye kadardır .rol arkadaşı ise ayhan ışıktır. Bu mazum yüzlü kız türk sinemasının aradığı taze kan olacaktır bir süre... 15 yaşıdayken kendinden yaşça büyük adamlarla aşk sahnelerinde oynuyor yaşından beklenmeyecek derecede iyi performanslar sergiliyor. gerektiğinde 45 yşaında adamlarla öpüşüyordu. Bir röportajında ayhan ışıkla olan anısını şöyle anlatacaktı. O benden çok yaşlıydı. En az 20 yaş büyüktü benden. Fazladır belki. Yani Ayhan abi o kadar usturuplu, o kadar düzgün bir adam ki anlatamam. Öpüşme sahnemiz var. Çocuğum, görüyor sonuçta. Aldı beni çevirdi. Öpüşmeden sahneyi geçirdi. Çok özen gösterdi. Çevremdeki herkes benden nereden baksan 15 yaş büyüklerdi. Çocuk gibi, kardeş gibi davrandılar bana. Sinemada hiç rahatsızlık hissetmedim kadınlığım ya da genç kızlığımla ilgili. . 50 ye yakın fimde başta ayhan ışık izzet günay zeki müren cüneyt arkın orhan günşıray olak üzere dönemin önemli isimleriyle kamera karşısına geçti.. Okulu da bitiremeyecek geçnlik yılları da sahneler de geçecektir. Kimselerin bilmediği sıradan n bir kız aniden şöhrete kavuşmuştur herşey ayaklarının altındadır. daha önce hayalini bile kuramadığı insanlarla başbaşa zaman geçiriyor samimi sohbetler ediyordu. zaman içinde herkesin hayranlıkla izlediği bir kadın olmuştu.Onlarca filmde oynadı hatta aşkı bulduğunu sanıp müzisyen seyhan karabayla birlikte yaşamaya başladı. birkaç yıl sonra nişanlanıp evlenme kararı aldılar ancak bu ilşiki evliliğe kadr sürmeyecek evliliğin kıyısından dönecekti.70 li yılların ortalarına kadar iste kölen olayım, beyaz kelebekler, iki belalı adam, üç silahşörler, çapkın hafiye, hesapta bu yoktu, bahriyeli kemal gibi pekçok filmde oynadı...
70 li yıllarsa cinselliğin daha rahat konuşulduğu daha rahat bakıldığı dönemlerdi... bunların yanısması elbette sinemayı da etkileyecekti ve bu durum öteki kadınlar olarak adlandırlan kadınların üzerinden gerçekleşecekti bazen zorla bazen mecburiyetten bazen de kendi istekleriyle.. arzu okayda bu furyanun başkahramanı kraliçesi olacaktır. 1970'lerin seks filmi furyasına acımasızca sürüklenecektir. yıl 1974 tür ülke 12 mart darbesinin acı sonuçlarıyla kıvranır. sosyal ve ekonomik kırizler ülkeyi darmadağın etmiştir. uzayıp giden benzin yağ şeker kuyruları politik çalkantılar kutuplara bölünmüş bir gençnlik neredeyse sokak aralarına kadar inen çatışmalkar... siyah beyazdan rengaren yıllara geçişte büyük bir telaş vardı ... işte tüm bunlar insanları sinemadan uzaklaştırdı. türk sineması seyircisini kaybetmeye başladı.